
28 Eylül 2025 saat 12:59'da Yemişli-Simav (Kütahya) merkez üslü ve büyüklüğü Kandilli kayıtlarına göre ML 5.5, AFAD verilerine göre Mw 5.4 olan bir deprem meydana gelmiştir. Depremin odak derinliği AFAD verilerine göre 8.46km, Kandilli verilerine göre ise 6.0 km olup sığ odaklı bir depremdir. Depremin odak mekanizma çözümüne bakıldığında yaklaşık KB-GD uzanımlı bir normal fay üzerinde meydana geldiği anlaşılmaktadır. Saat 13;13'te de aynı fay üzerinde 4.0 büyüklüğünde artçısı meydana gelmiştir. Yine aynı gün 19:43'te yakın ancak farklı bir noktada yine aynı karakterde 4.0 büyüklüğünde bir deprem daha oluşmuştur. Bu depremle hemen hemen aynı lokasyonda, günün gecesinde saat 01:48'de 4.5 büyüklüğünde bir deprem daha meydana gelmiştir. Bu deprem de diğerleri gibi normal fay mekanizmasını yansıtmaktadır. Bu noktanın yaklaşık 1.5km kuzeydoğusunda bugün meydana gelen deprem İstanbul ve İzmir dahil pek çok kentten hissedilmiş ve geniş bir coğrafyayı yeniden tedirgin etmiştir. Mw=4.9 büyüklüğündeki bu deprem doğrultu atımlı bir fay üzerinde meydana gelmiştir. Yani hareket mekanizmaları tamamen farklıdır ve yörede gerçekleşen ve kümelenen depremler bir ana deprem ve onun artçıları gibi değerlendirilemez. Bölgede birbirine çok yakın lokasyonlarda ancak birbirinden farklı mekanizmalarla gerçekleşen bu depremler Şubat ayından bu yana süregelmektedir. Depremlerin dağılımı ve mekanizmalarındaki bu ve benzeri farklılıklar, onların aynı fay tarafından türetilmediklerini birbirine yakın farklı uzanımlardaki kırıklar üzerinde oluştuklarını göstermektedir. Yılbaşından bu yana Simav ilçe sınırları içerisinde 3250 deprem kaydedilmiştir. İlk başlarda 4.5 büyüklüğünü geçmeyen bu depremler, bölgedeki derin sondajlarla ilişkili olma ihtimalini düşündürürken, bugün için büyüklüğü 5.5'e erişmiş olmaları nedeniyle bu ihtimalin zayıfladığını söylemek olasılık dahilindedir. Bu alana ait yapılmış önceki çalışmalarda haritalanmış fayların bulunmayışı, ancak dar bir alanda, deprem fırtınası şeklinde ancak farklı mekanizmalarla çok sayıda depremin söz konusu oluşu bu bölgede detaylı çalışmaların yapılması gerekliliğini zorunlu kılmaktadır. Yapılacak kapsamlı çalışmalarla, depremlerin yüzeyde izine rastlanılmayan, birbirine yakın çok sayıda tetiklenmiş küçük faylardan mı yoksa derinden yüzeye yaklaşarak kabuğu zorlayan bir magma yükseliminden mi kaynakladığı sorusunun cevabını bulmamıza yardım edecektir. Bunların yanında gerek Sındırgı dolayları, gerek Simav kuzeyinde gerçekleşen bu çok sayıdaki depremin bölgede bilinen ve haritalanmış diğer faylara stress yüklüyor olma ihtimalini de düşündürmektedir. Bunlar içerisinde bardağın taşması noktasına kadar enerji biriktirmiş bir fay söz konusu ise, meydana gelen bu depremler bardağı taşıracak o son damlayı oluşturabilecektir. Söz konusu fayların varlığından haberdarız, potansiyel büyük deprem üretme kabiliyetlerinin de farkındayız ancak fayların geçmişlerine ilişkin detay veriler elimizde bulunmamaktadır. Bu nedenle hangi fayın enerjisinin yıkıcı bir deprem üretme noktasına kadar ulaştığını söyleyebilmek zor. Dolayısıyla telaşa kapılmadan ancak ciddi önlemlerle hayatımızı sürdürmenin gerçekliğini artık kavramalı ve bu bilinçle ömrümüzü sürdürmeliyiz. Unutmayalım, afet bilinçli bireylerle ancak afet dirençli kentler mümkündür. Bu vesileyle başta yöre halkına geçmiş olsun dileklerimi iletir, Rabbim'den tüm yurdumuzu yıkıcı depremlerden korumasını niyaz ederim.