Özet Metin
Öz Kütahya Tavşanlı Zeytinoğlu Kütüphanesi, içerisinde yazma eser bulunan Kültür Bakanlığı kütüphanelerinden birisidir. Kütüphane, bir koleksiyoner tarafından hususi olarak tesis edilmiştir. Kütüphanede iki bin beş yüz civarındaki yazmanın yüz elliden fazlası Tefsir, Kur’ân İlimleri ve Meâller hakkındadır. Kur‘an ilimleri ve kıraata dair eserler, başka bir çalışmamızda değerlendirilecektir. Bu çalışmamızda ilgili kütüphanede yer alan tam, eksik tefsir nüshaları, sûre ve âyet tefsirleri ve satır arası meâller tanıtılacaktır. Mahtût/el yazma eserlerin künye ve muhteva bilgilerinden önce eserin ve müellifinin tam ismi verilecektir. Sonrasında nüshanın sırasıyla demirbaş numarası, müellifinin ve eserin adı, varsa telif tarihi, dili, ebatları, varak ve satır sayısı, hat nev’i, müstensihi ve istinsah tarihi künye bilgileri verilecektir. Zikredilen bu künye bilgileri arasında bilinmeyenler (?) işaretiyle gösterilecektir. Devamında nüshanın/eserin muhtevası içerdiği sûreler, temiz ve okunabilirlik durumuna kısaca temas edilmek suretiyle incelenecektir. Eserler kendi alt başlığı altında tarihi kronolojisine göre ele alınacaktır. Ciltlerin tertibi Mushaf sırasına ve tamlık noksanlık durumuna göre sıralanacaktır. Ancak müellifi meçhul olanlar, ait olduğu bölümün en sonuna konulacaktır. Bu yüzden, kütüphanenin demirbaş sırası gözetilmeyecektir. Nüshada işaret edilen önemli bazı bilgilerin varak/sayfa üzerindeki yeri, ilgili cümlenin sonunda varak numarası a-b yüzüyle birlikte parantez içerisinde gösterilecektir. Mahtût nüshaların cild özelliği ve tezhibi gibi sanat yönüne temas edilmeyecektir.
Anahtar Kelimeler
Tefsir, Tavşanlı Zeytinoğlu, Kütüphane, Yazma, Sûre, Âyet
Özet Metin
ABSTRACT It is possible to find many studies on the interpretation of the classical period. However, some precious works of rich interpretation heritage are still waiting to be explored in the various centers. One of them is İshak b. Ali b. Hasen‘s Hulaasatu’t-tafaaseer, which constitutes a small interpretation. The study is limited to the examination of this masterpiece, which is recorded in archive number 1039 in the library of Kutahya Vahid Pasha and there is no second copy of this work in the domestic or international libraries.1 The purpose of this study is to introduce this only copy in terms of author, content, and method since this work is not very well known by the academic community. In the study, we have given several examples of subjects mentioned by the other and we have considered the subject from different angles (if any), while more examples are mentioned in the footnotes. In order to promote the work in a single study, it was not possible to include Arabic phrases of the verses, quoted from this one copy and the author‘s commentary. In accordance with the framework of the study the author‘s life, the presentation of the copy in terms of physical conditions and content, the sources of the interpretation, the method, the narrated-based and acumen-based understanding and Quran Science Center will be explained briefly. ÖZET Müslümanlar, indiği andan itibaren Kur’ân-ı Kerim’in lafzını ve manasını korumak için çok gayret göstermişlerdir. Bu alandaki çalışmaları, yaşadıkları devirlerin temel problemlerine çözüm getirmeye çalışan tefsirleri vücuda getirmiştir. Tarihi boyunca telif edilen yüzlerce tefsirin bazıları fazlasıyla rağbet görerek tanınmış, bazıları ise siyasi,sosyal, iktisadi, coğrafi vb sebeplerden dolayı aynı alakaya nail olamamıştır. Şüphesiz tanınmışlık ve mütedavel olmak her zaman mükemmellik miyarı değildir. Klasik dönem tefsiri üzerinde büyük ölçüde çalışılmıştır. Ancak zengin tefsir mirasının bazı değerli eserleri, mahtut merkezlerinde hala araştırmayı beklemektedir. Bahse konu eserlerden bir tanesi de İshak b. Ali b. Hasen’in Hülâsatü’t-tefâsîr adlı küçük hacimli tefsiridir. Çalışma, künyesi veri merkezlerinde kayıtlı olmakla birlikte, yurt içi ve dışındaki mahtut kütüphanelerinde ikinci bir nüshasına rastlanılmayan2 Kütahya Vahîd Paşa kütüphanesinin 1039 arşiv numarasında kayıtlı bu eserin incelenmesiyle sınırlandırılmıştır. Makalenin gayesi, akademik camia tarafından henüz çalışılmadığı anlaşılan bu tek nüshayı, müellifi, muhtevası ve metodu açısından tanıtmaktır. Çalışmada, müellifin temas ettiği konulara ve (varsa) farklı yönleriyle birlikte birkaç misal verilmesi usulü benimsenmiş, daha fazla örneğe dipnotta atıfta bulunulmuştur. Eseri tek çalışmada derli toplu tanıtabilmek için nüshadan iktibas edilen âyetlerin mealine ve müellifin izahlarının Arapça ibarelerine yer verilememiştir. Çalışmada makalenin çerçevesine uygun olarak müellifin hayatı, nüshanın fiziki ve muhteva yönünden tanıtımı, tefsirin kaynakları, metodu, rivayet-dirayet yönü ve Kur’an ilimleri merkezinde muhtasar şekilde incelenecektir.
Anahtar Kelimeler
Hulaasatu’t-Tafaaseer, Interpretation, Ishak Ali Hasen, Method, Unique Copy
Özet Metin
Muslihiddin Mustafa b. Şemseddin el-Ahterî Karahisarî, 1496’da Afyonkarahisar’da doğmuştur. Kütahya’da tahsil görmüş ve tedris hayatını ömrünün sonuna kadar buradaki Haliliye Medresesi’nde devam ettirmiştir. Arap dili ve edebiyatı, fıkıh, peygamberler tarihi, hadis ve ahlak alanında eserler vermiştir. Bilhassa Lügati, Osmanlı medreselerinde çok tercih edilmiş ve geniş İslam coğrafyasında tanınmıştır. Çalışmamızda Ahterî’nin bütün eserleri kısaca tanıtılacak ve Ahterî-i Kebîr, Câmiu’l-Mesâil, Tarihu Ahterî, Tercemetü’l-Ehâdîsi’l-Erbeîn ve Şerhu alâ Risâleti’l-Kefevi fi’l-Âdâb isimli mevcut beş eserinin tefsir ve Kur’ân ilimleri merkezinde değerlendirilmesiyle sınırlandırılacaktır. Çalışmada, makale hacmini aşmamak için kavramların tarifi yapılmamıştır. Âyetlerin ait olduğu sureleri ve numaraları tarafımızdan verilmiş, aynı şekilde eserin metninde olmayan kısımlar tarafımızdan […] içerisinde gösterilmiştir. Müellifin üslubunu göstermek amacıyla Arapça kullanımın haricindeki yerlerde Türkçe tercümesi, günümüz Türkçesiyle sadeleştirerek verilmiştir. Çalışma Ahterî’nin, on altıncı asırdan itibaren ilim taliplerine, müderrislere ve münevverlere, kültürün temeli sayılabilecek dini kavramları, medrese eğitimi üzerinden halka kazandırmaktaki üstlendiği rolü bir nebze göstermeyi hedeflemiştir.
Anahtar Kelimeler
Ahterî,Değerlendirme,Eser,Kur’ân İlimleri,Tefsir
Özet Metin
Kur’an-ı Kerim, Allah’ın kelamı olması hasebiyle bizzat kendisi tarafından çok değerli olduğu vurgulanmıştır. Onun bazı ayetlerinin ve surelerinin diğerlerinden daha da faziletli olduğuna dair sünnetten deliller bulunmaktadır. Bu yüzden Rasûlullah (sav.) ve O’nun talim ve telkinleriyle ashabı, Kur’an’ın bu yönünü, bazı isteklerinin kabul edilmesinde, sıkıntılarının giderilmesinde ve şerli varlıklardan korunmakta vasıta kılmışlardır. İlk İslami kaynaklarda Fezâilü’l-Kur’an ismini alan bu konu, sonraki asırlarda Kur’an ilimleri içerisinde Havâssü’l-Kur’an ismiyle müstakil bir başlık altında toplanmıştır. Zamanla bu alan genişlemiş ve küçük, orta ve büyük hacimlerde eserler telif edilmiştir. Birçoğu yazma halde bulunan bu eserlerden birisi de Ali Hıbrî el-Kütâhî’nin klasik kaynaklardan faydalanarak yazdığı Şifâü’l-ebdân isimli kitabıdır. Bu eserin yazma bir nüshası elimize geçmiş ve ona İlhami ismi verilerek onun, müellifine aidiyetini tesbit etmek amacıyla bu çalışma hazırlanmıştır. Anılan nüsha, yurt içindeki yazma kütüphanelerde bulunan beş ayrı nüshasının ve kaynak olarak faydalandığı, alanının en önemli eserlerinden olan Dürrü’n-nazîm isimli eserin muhtevalarıyla karşılaştırılmıştır. Bu mukayese neticesinde İlhami nüshasının, Şifâü’l-ebdân’ın mahtut bir nüshası olduğu yakinen anlaşılmıştır. Ayrıca eserin nüshalarının tam olanlarının tesbiti de yapılmış ve eseri tahkik etmek isteyenler için, itimat edebilecekleri nüshaların hangileri olduğu belirlenmiştir. Anılan eser, Kütahya Vahidpaşa kütüphanesine tarafımızdan hediye edilerek 3243 demirbaş numarası ile kaydedilmiştir.
Anahtar Kelimeler
Havâssü’l-Kur’an, Hıbrî, Ebdân, Literatür, Nüsha, Şifa
Özet Metin
ÖZET Başlık ve anahtar kelimeler: Çalışmamız, temiz bir fıtrat üzere yaratılan insanın, çocukluk döneminden itibaren vicdanında yerleşik dini duygusunun gelişimi ve eğitimi hususunda Kur’ân-ı Kerîm’in rehberliğini tespit etmek maksadıyla yapılmıştır. Konu, hayatın her kesitinden çokça örnek sunan Kur’ân kıssalarını arka planıyla birlikte incelenmiştir. Kur’ân-ı Kerîm, steril bir hayat vaat etmediği için, gündelik yaşam içerisinde tabii ortamda hayatını sürdüren aile fertlerinin dini duygularının niceliğini ve niteliğini kıssalar içerisinde ölçülü bir şekilde işlemektedir. Kur’ân-ı Kerîm’in, duyguları iman, ibadet, ahlak ve cinsellik merkezinde ele aldığı tespit edilmiştir. Bilhassa duygunun, iman ve ibadetin dışa yansıması manasına gelen ahlakla ilişkisine, müstakil bir makale konusu olabilecek hacimde yer verdiği anlaşılmıştır. Giriş ve çalışmanın amacı: Araştırmamız, kendisini en doğruya ve en güzele rehberlik eden ilahi kitap olarak tanıtan Kur’ân’ın, duygu gelişimine ne ölçüde ve hangi bağlamda yer verdiği sorusuna cevap aramıştır. Böyle bir çalışma yapılmasını akla getiren de Kur’ân-ı Kerîm’in mutlak doğruları içermesi ve en güzele yönlendirmesi özelliği olmuştur. Ayrıca Rasûlullah (sav)’in on beş yaşından küçük gençleri, insan gücüne en fazla ihtiyacı olduğu bir dönemde savaşa almaması, duygu eğitiminin Kur’ân-ı Kerîm’de ve sünnette önemsendiği fikrini düşündürmüştür. Zira Hz. Peygamber, bütün uygulamalarını Kur’ân-ı Kerîm’in içerik ve ilkelerine dayandırmıştır. Çalışma, çocuk ve gençlerin manevi-ruhi ihtiyaçlarını fazla dikkate almayan pozitivist eğitim sisteminin, onların iç dünyalarında yaptığı tahribatı önlemek için yeni alternatifler aramaya mecbur etmektedir. Mevcut eğitim sistemiyle yetişen nesillerin yaratılışlarına aykırı, hodbin, konformist ve erdemlerden uzak şekilde yetişmeleri/yetiştirilmeleri, onları mutsuz, huzursuz ve tatminsiz kılmaktadır. Onların faydalı, değer üreten ve paylaşan bireyler haline gelmesini sağlayacak eğitim metodlarının bulunması ve uygulanması gerekmektedir. Çalışmamız, eğitimcilere meselenin çözümünde ilahi bilgi alanını hatırlatmayı ve duygu eğitimi konusunda onlara bir nebze katkı sunmayı hedeflemektedir. Çalışma konusuyla ilgili kavramsal / kuramsal çerçeve: Dini duygunun gelişimi ve eğitimi ile alakalı müstakil çalışmalar bulunmakta ve bu konu, eğitim bilimleri kapsamında da ele alınmaktadır. Ancak anılan çalışmalar konuyu, daha çok beşeri bilimlerin verileriyle incelemektedirler. Konunun dini veçhesine temas eden çalışmalar ise ekseriyetle konunun nazari temellerine işaret eden ayet ve hadislere yer vermektedirler. Bizim bu çalışmamız ise zikredilen araştırmaların nazari çerçevesine yüzeysel temasa ilave olarak, Kur’ân-ı Kerîm’den konuya ilişkin birçok örnek vererek onlardan ayrılmaktadır. Bu tercihte bulunmamızın en önemli sebebi, duygu gelişimi ve eğitiminin nazari bilgilerden çok, yaşayarak öğrenilmesidir. Çalışmamız, ebeveyn ve eğitimcilere, çocukların olumlu rol modelleriyle özdeşleşerek olumlu duygu gelişimlerini köklü şekilde sağlayabilmelerine insanlık tecrübesinden bol miktarda örnek sağlamaktadır. Bu örneklerin, genel geçer özellikte olmaları hasebiyle eğitimde sürekli referans gösterilmeyi hak eden misalleri temsil etmeleri ümit edilmektedir. Yöntem: Araştırmamızın hazırlanmasındaki temel yaklaşımımız, Kur’ân-ı Kerîm’in insanın doğal hayat kesitlerinden örnekleri ifade eden kıssaların duygu gelişimi ve eğitimine ilişkin yönlerini tespit etmek olmuştur. Veri toplamakta öncelik, doğrudan Kur’ân-ı Kerîm’in kendisine ve özlü olarak yer verdiği kıssaların arka planına temas eden sünnete ve klasik tefsirlere verilmiştir. Sonrasında eğitim bilimlerinin verilerine müracaat edilmiştir. Bahsedilen kaynaklardan elde edilen bulgular, beşeri ve sosyal ilimlerin tespitleriyle birlikte değerlendirilmiştir. Bu yöntem, beden ve ruhtan oluşan insan tabiatına dini ve akli verilerle yaklaşmanın isabetli olacağı düşüncesiyle seçilmiştir. Dini duygunun iman, ibadet ve cinsellikle ilgili temel unsurlarına ilişkin ilahi kaynaktan veriler elde edilmiştir. Sağlanan bu verilerin, doğal hayatın kesitleri olmaları hasebiyle eğitim bilimlerinin rasyonel bilgileriyle kolayca kaynaştırılması temin edilmiştir. Bununla duygu eğitiminin ve gelişiminin fizik-metafizik boyutu irtibatlandırılarak ikisi arasında denge kurulmaya ve böylece nazari ile pratik hayat uyumlu kılınmaya çalışılmıştır. Böylelikle, çıktılarından hareketle eksikleri ve kusurları olduğuna hükmedilebilecek akli ilimlerin verilerinin, ilahi bilgilerin yardımıyla tashih edilme imkânı bulunduğunu tespit etmek hedeflenmiştir. Bulgular ve tartışma: Kur’ân-ı Kerîm kıssalarında duygu eğitimi ve gelişimi, aile ve sosyal çevre içerisinde yaşanan hayat kesitleri halinde sunulmakla, beşeri bilgilerin verileriyle örtüşmektedir. Ancak, kıssalardaki duygu gelişimi ve eğitimine ait unsurlar çoğu zaman o duyguları ifade eden isim veya fiillerle ifade edilmemekle onlardan ayrılmaktadır. Kıssalardaki duygu yoğunluğu, olayların seyri ve ayetlerin akışı içerisinde okuyucunun, örneği verilen prototiple empati kurması neticesinde bizzat yaşamışçasına hissedilmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’n her ayetinin muhataplarını bağladığının bildirilmesi ve onun tedebbür, tefekkürle özümseyerek okunması tavsiyeleri, detaylara yerleştirilen bu kabil incelikleri keşfetmeye ve bu ilkelerle eğitilmeye yönelik görünmektedir. Sonuç ve öneriler: Duygular erken yaşlarda oluşmaktadır. Bütün davranışlar duygudan kaynaklandığı için onun gelişimi ve eğitimi, sağlıklı birey ve toplum açısından önemlidir. Kur’ân, insanın Rabbi’ni tanıma ve O’na severek itaat etme duygusunun fıtri olduğunu ve genel olarak duyguların aklın kontrolünde dengelenerek dini duygu ile güzelleştirilmesini öğretmektedir. Gençlik döneminin karmaşık duyguları canlıdır ve bu duygular, genci hayata bağlayan, onu faydalı birey olma arayışına götüren ruhi gıdalar mesabesindedir. Kur’ân kıssaları, bu dini duyguların öğütlerle, örnek davranışlarla ve sadelikle kazandırılması gerektiğini öğretmektedir, gencin mizacında olumlu duyguların kökleştirilmediği durumlarda, onun yerini erdemsizliklerin alabildiğini göstermektedir. Çocuğun benlik duygusunun ön plana çıkarılması, duygusal erdem damarlarını köreltebilmektedir. Duygu eğitiminin erken yaşlarda başlaması, -olumlu duyguların ruhunda derin izler bırakması hasebiyle- ruhsal koruyucu hekimlik mesabesinde bulunmaktadır. Kur’ân’da hayatlarına yer verilen gençlerin ilk temel duygularını, ailenin, mabedin ve çevrenin etkilemesiyle ve dengeli bir şekilde kazandıkları görülmektedir. Kur’ân’da bazen hissî kavramlarla bazen de kıssaların akışı içerisinde gençlerin her çeşit duyguyu yaşamalarının gösterilmesi, onlara yetişkinlerle münasebet kurmakta önemli destek sağladığına ve ruhi ve cismani dinginlik kazandırdığına işaret etmektedir. Kur’ân, kıssalarındaki rol modellerin yaşadığı duyguları okuyucuya intikal ettirerek onların duygularını eğitmektedir. Diğer duygularda olduğu gibi dini duyguda da kalıtım bulunmadığını göstermektedir. Allah’ın, genel ifadelerle ve kıssalardaki gençleri numune göstererek muhataplarını, dini duygular konusunda geliştirdiği ve eğittiği görülmektedir. Dini duyguların, kişisel gözlem, akli çıkarım, sezgiler veya bilge kişilerin rehberliğiyle dingin ortamlarda zenginleştirilebildiğini kıssalar üzerinden öğretmektedir. Sevgi ve ilgiyle daha kolay oluşan ve gelişen dini duygunun oluşum sırası, önce iman sonra salih ameldir, bu hususta kadın-erkek müşterek bulunmaktadır. Nesiller, hazır olarak aldığı inanç ve ahlâk anlayışını saf vicdanıyla mayalandırarak dini duygularını inşa etmekte ve bu ruhi gıdalarını yaşayarak alabilmektedirler. Bu değere sahip olan gençler, aynı sırayla bunu yakın - uzak çevresine yaymaya çalışmaktadırlar. Dini duygunun hayat biçimi haline getirilmesi, kişi ve toplum üzerinde er veya geç olumlu etki yapmaktadır. Kur’ân’da yer alan misallerde yetişkinlerin ibadetlerini evladıyla birlikte mabette yapmaları, gencin dini duygusunu mahşeri heyecanla daha da zenginleştirme amacına yönelik olsa gerektir. Kur’ân’da ele alınan peygamberlerin gençlik kıssaları insanın farklı duygularla dopdolu olduğunu ve bu hisleriyle birbirlerine bağlı bulunduğunu göstermektedir. Olumlu duygular pekiştirilmediği takdirde, farklı örneklerde ifadesini bulduğu üzere yerlerini olumsuz duygular alabilmektedir. Bilhassa bazı gençlerin nübüvvetten evvelki bazı olumsuzluklarına yer verilmesinde, onların da beşer olduklarını göstermek maksadı sezilmektedir. Ancak, bahsedilen gençlerin, hatasını anladıktan sonra büyük bir pişmanlıkla hakka yöneldiğine vurgu yapılması, tecrübesiz ve yanılma ihtimali yüksek gençlerin hissî eğilimlerini eğitmeye matuf görünmektedir. Gençlerin yaratılışlarında bulunan ibadet duygusu, ruhlarının ve düşüncelerinin arındırılmasında önemli yer tutmaktadır. Bu duyguları, ailede, mabette ve olumlu çevrede içselleştirilmektedir. İbadet duygusunun gönülde kökleşmesi için yetişkinlerin ve gençlerin dua ile ilahi yardım istemeleri de gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler
Kur’ân, gençler, duygu, gelişim, eğitim,
Özet Metin
Gelecek tasavvuru yapabilen insanın gayb âlemini düşünmesi normaldir. İnsanın küçük kıyameti sayılan ölümü, gaybi hayatın birinci durağını, dünya hayatının bütününü sonlandıran büyük kıyamet ise, ikinci aşamasını oluşturmaktadır. Hesap vermek için yeniden dirilişten, ebedi yurda/cennete veya cehenneme yerleşmeye kadar devam eden mahşer süreci ise üçüncü merhaleyi teşkil etmektedir. Görünmeyen ve tecrübe edilmeyen bu gaybi hayatın, dünya hayatıyla benzer özellikler taşıyıp taşımaması merakı, su üzerinden tespit edilmeye çalışılmıştır. Öncelikle mümin veya inkârcı insanların sekerât halinin ve akabinde kabir hayatının su ile alakası incelenmiştir. Suyun en açık ifadelerle zikredildiği aşama ise, kıyametin kopma sürecidir. Bu aşamada dünyanın bütün denizleri ve okyanusları, birbirine karışıp kaynatılacaktır. Kıyameti takiben yer ve göklerin başka bir düzenle yeniden kurulmasından sonra aslı su olan insan, arşın altında bulunan denizden indirileceği anlaşılan su ile ot biter gibi mahşerin toprağından diriltilecektir. Cennet veya cehenneme yerleştirilinceye kadar da su ile alakası devam edecektir.
Anahtar Kelimeler
Kur’an, Sünnet, varoluş, su, varlık
Özet Metin
Tefsirler, yaşadığı çağın insanlarına Kur’ân-ı Kerîm’in manasını kavratmak ve onların problemlerine çözüm aramak maksadıyla yazılmaktadır. 19. ve 20. Asırda İslam âlemindeki siyasi, sosyal ve iktisadi gerilemeye bağlı olarak yaşanan buhranların, Kur’an’ın anlaşılması ve ilkelerinin yaşanmasıyla aşılabileceği genel kabul halini almıştır. Makalemiz, bu fikre dayalı olarak yeni mükemmel bir Türkçe tefsir yazma arayışına, Mustafa Sabri Efendi’nin çekincelerini göstermeyi hedeflemektedir. Bu çalışmamızda, yaklaşık bir asır önce yaşayan âlimlerin tefsire bakış açısını bir örnek üzerinden yansıtmayı ve yapılacak yeni tefsir çalışmalarının niteliği konusuna katkı sağlamayı ummaktayız. Bilhassa yaşadığı dönemin uleması arasında etkin bir konuma sahip bulunan Mustafa Sabri’nin değerlendirmeleri, çağındaki ulemanın fikirlerini yansıtması ve yeni yapılacak tefsirlerin vasıflarını bildirmesi bakımından oldukça önemli görünmektedir. Sabri Efendi bu bağlamda Kur’ân’ın i’câzı, ilmi tefsir, müfessirin liyâkati, tefsirin hedef kitlesi, İslami kültürel mirasın ve Ehl-i sünnet itikadının korunması konularında görüş bildirmiştir.
Anahtar Kelimeler
Mustafa Sabri, Mükemmel, Tefsir, Türkçe, Yeni
Özet Metin
Kur’ân-ı Kerim, varlıkların temeli konusunda insanı bilgilendirmekte ve canlıların menşeinin su olduğunu kesin ifadelerle belirtmektedir. Suyun farklı şekillerde gökten inişi, yeraltı ve yerüstünde kullanıma hazır tutulması gibi özelliklerine ait çok sayıda ismine yer vermektedir. Kur’an-ı Kerim ayrıca şimşek, rüzgâr vb. suyla alakalı olan isimlere de azımsanmayacak miktarda temas etmektedir. Bilhassa suyun, hayatı canlandırma ve güzelleştirme rolüne dikkat çekmekte ve bunu ahiretin varlığına delil kılmaktadır. Kur’an-ı Kerim aynı zamanda suyun temiz, tatlı, tuzlu ve acı olması gibi vasıflarına da işaret etmektedir, suyun maddi temizliği, temizleyiciliği ve manevi kirliliği giderici özelliğine, moral desteği ve şifa vasıtası kılınmasına vurgu yapmaktadır. Kur’an, suyun farklı lezzette bulunmasına karşın bereket kaynağı olduğunu, hayatın değişik kesitlerinden örneklendirmektedir. Aynı şekilde suyun geçim kaynağı olduğuna ve dengeli indirilen suyun israf edilmeden kullanılması gerektiğine yer vermektedir. Kur’an-ı Kerim suyun, medeniyet kurmaktaki rolüne bazı olaylar üzerinden zımnen işaret etmektedir. Kur’an’da suyun en çok vurgulandığı alan, temsili bir anlatımla insanın inancının, iradesinin ve davranışlarının tashihi ve terbiyesidir. İnanç eğitiminde, fert ve toplum olarak insanı taassuptan kurtarma ve inanç sapmalarını düzeltmeyi he-deflemiştir. İrade eğitimini, meşrubatların kullanımının kurallara bağlanması şeklinde vermektedir. Değer ve davranış eğitimini ise, erdemli davranışları kazandırma ve buna aykırı hareketten sakındırma şeklinde vermektedir. Kur’an-ı Kerim bütün bu konuları, mutlak hâkimin Allah olduğuyla bağlantılı olarak işlemektedir.
Anahtar Kelimeler
Kur’an, Dünya, Hayat, Ayet, Su.
Özet Metin
Dinî yükümlülüğün temel şartı akıldır ve o Allah’ın en büyük nimetidir. Duyular kişinin, dış ve iç dünyasından bilgi toplama araçlarıdır. Allah insanı, bu iki vasıfla donattıktan başka fizik ve metafizik dünyasında hataya düşmemesini sağlayan ilahi/vahiy bilgisiyle desteklemiştir. Allah, insanın maddi-manevi âlemden öğrendiklerini, vahiy bilgiyle mezcederek fikir üretmesi ve bu istikamette medeni bir hayat kurabilmesi imkânını lütfetmiştir. İnsanın, içerisinde mutlu olabileceği hayatı inşası, doğru ve sağlam bilgiyle mümkündür. Bilginin kirletilmesi ve onun olumsuz etkileri, hakikate meftun insanı iç ve dış dünyasında buhrana sevk edecektir. İnsanın bu çıkmazdan kurtulabilmesi, mutlak doğru bilgi ve onun güçlendirdiği akılla üretilen bilginin kaynaştırılmasıyla sağlanabilecektir. Bunun en kestirme yolu ise, yeni kuşakların zihin ve gönlüne akıl, vahiy ve ilmin uyumluluğunu erken yaşlarda benimsetebilmektir. Genç nesillerin akıl ve vahiy yoluyla edindiği bilgileri işleyerek elde ettiği fikirler, lehlerine karar vermekte yeterli olmayabilir. Bunun için aklı, sonradan bulaşan zaaflardan korumaları lazımdır. Kur’ân-ı Kerim bu amaca binaen, aklın işletilmesini, taklitten korunmasını ve hurafelerden arındırılmasını farklı metodlarla gençler üzerinden göstermektedir. Gençlerin akli-zihni gelişimlerine özen göstermek ve onu planlı kullanmalarında yardım etmek, rüşt yaşlarına kadar sürdürülmelidir. Gençlerin akli gelişimleri, iradelerini haktan yana kullanmalarıyla birlikte tamamlanmalıdır. Akli olgunluğa eriştikten, daima haktan yana iradesini kullanma şuuru ve becerisi kazandıktan sonra, iç-dış dünyasını düzenlemelerine fırsat verilmelidir.
Anahtar Kelimeler
Kur’ân, gençler, zihni, gelişim, eğitim.
Özet Metin
İnsanın medeni fıtratı, aile ortamında güzel geliştirildiği takdirde medeniyeti kurma yetkinliği kazanmaktadır. Bu yüzden ailenin sağlam temeller üzerinde kurulması ve fertlerinin hak ve ödevlerinin bilincinde olması gerekmektedir. Kur’ân-ı Kerim bu gerçeği ailenin kuruluşunu sağlam temellere dayandırmak ve fertlerinin hak ve ödevlerini nazari ve pratik misallerle genişçe açıklamak suretiyle ortaya koymaktadır. Bilhassa kıssalar içerisine yerleştirilen olumlu davranış modelleri, nesillerin nasıl sosyalleştirileceğine dair önemli bilgileri haiz bulunmaktadır. Kur’ân-ı Kerim’in en dar topluluk olan aile ve en geniş haliyle toplum için ön gördüğü sosyalleştirme ilkesi hakkın her şeyden üstün tutulması ve inanç birliğine dayalı kardeşlik bilinci kazandırmaktır. Böylece hakka dayalı sağlam aile örgüsü genişleyerek sağlam cemiyet oluşturmaya uzanacak ve nihayetinde bütün insanlık, halifeliğinin gereği olan huzurlu dünyayı kuracaktır. Kur’an ebeveyn ve toplumun yetişkinlerine bunun başlangıç noktasının nesillerini aileden başlayarak yakın ve uzak çevresiyle hak bilinci ve tevhit inancı etrafında sosyal bağlar kurmaya alıştırmaları olduğunu telkin etmektedir. Mali ve bedeni ibadetlerin ve bilhassa bunların cemaatle eda edilenlerinin, sosyal çevre oluşturmakta ve fertleri birbiriyle kaynaştırarak olgunlaştırmakta önemli role sahip olduğunu bildirmektedir. Bütün bu Kur’âni teklifler, yeni kuşaklara sırf telkin yoluyla değil fakat aynı zamanda ahlaki değerleri haiz sosyal rol modeller eşliğinde verilmesi şeklindedir. Kur’an yetişkinlerin, güzel ahlakı yaşayarak hayata aktarmalarının, gençlerin güzel bir sosyal çevre oluşturmalarına zemin hazırlayacağını, gençler üzerinden ve hayatın her kesitinden misallerle göstermiştir.
Anahtar Kelimeler
Kur’ân, gençler, sosyal, gelişim, eğitim
Özet Metin
İnsan, dünyaya halife tayin edilmekle şereflendirilmiş ve üstlendiği vazifeyi hakkıyla yapabilecek donanımlarla yaratılmıştır. Allah insana, ana rahmi-kabir arasındaki hayat serüveninde haklarını ve görevlerini bildirmiş, ilahi kitaplarıyla ve peygamberlerin uygulamalarıyla ona rehberlik etmiştir. Doğumundan kendisini idare edebilecek yaşa gelinceye kadar sağlıklı gelişimini ve bakımını ebeveynine emanet etmiştir. Ergenliği sonrasında da kendisinin ve sorumluluğu altındakilerin beden ve ruh sağlığını, ilkeleri doğrultusunda korumaktan bizzat şahsını sorumlu tutmuştur
Anahtar Kelimeler
Kur’an’da genç, bedeni, hareki, gelişim, eğitim
Özet Metin
Kur’ân-ı Kerîm, İslam dinin ana kaynağıdır. Kur’ân’ın mana ve maksatlarını açıklama vazifesini ise tefsir ilmi üstlenmiştir. Tefsir ilminin, usûlünün ve tarihinin tefsir dersinde verilmesi onu önemli hale getirmektedir. Türkiye’de bu dersin ilk ilmî temeli, genel olarak İmam Hatip Liselerinde (İHL) atılması hasebiyle o, eğitimde özel bir yer tutmaktadır. Bu çalışmada tefsir dersinin kişilikli ve erdemli nesil yetiştirmekteki önemine değinilecektir. Tefsir dersinin gerekliliğinden, hedeflerinden, meselelerinden, öğretim metotlarından ve verimliliğini artırmayı sağlayan mesleki gelişimin lüzumundan bahsedilecektir. Makale, tefsir dersinin ihtiva ettiği ortaöğretimin konularıyla sınırlıdır. Ancak tefsir ders kitaplarının içeriği değişebildiğinden, konu içeriği en geniş şekilde tutulacaktır. İHL’de halen okutulan ders kitabıyla ilgili kısa değerlendirmelerde bulunulacaktır. Tefsir dersinin öğretmenleri ilahiyat fakültesinden mezun olmaktadır. Bu yüzden, her iki kurumda okutulan tefsir derslerine talebenin ilgi ve yaklaşımına zaruri olarak temas edilmiştir. Ele alınan konular özlü tutulmuştur. Tafsilat gerektiren konulara ve bunların örneklerine, dipnotlarda atıfta bulunulmuştur. Tefsir dersi öğretiminin akademik boyutu ile tecrübeye dayanan yönü dengeli şekilde ele alınmaya çalışılmıştır. Çalışma, ortaöğretimde okutulan tefsir dersinin problemlerini tesbite ve dersin işlenişinin iyileştirilmesine katkıda bulunmayı ve lisans eğitimine sağlam bir temel oluşturmayı hedeflemektedir.
Anahtar Kelimeler
Ders, İmam-Hatip, Sorun, Metot, Öğretim, Tefsir.
Özet Metin
لم يتفق العلماء في مسألة الاكتفاء بالمعنى الظاهري أو تأويله في الفكر الإسلامي، وقد كانت ساحة التفسير الإشاري واحدة من المجالات التي ظهر فيها التأويل، فتعمق العلماء في التفسير الإشاري ووضعوا له بعض القواعد والشروط ، ومع ذلك أفرط بعض المفسرين والمتصوفين في تأويل بعض الآيات القرآنية . فالّف العلماء كتباً ورسائل للرد عليهم حتى يمنعوا إساءة الفهم و يقيموا الصواب لمثل هذه التأويلات، من أحد هذه الدراسات المذكورة عبارة: “الله نور السماوات والأرض“ وردت في الآية الخامسة والثلاثين من سورة النور، وقد تأوّل بعض المتصوفة هذه الآية بمعناها الحقيقي، فلم يقبل القارصي هذا النهج وألف الرسالة النورية والمشكاة القدسية التي نحن بصددها لانتقادهم. سنحقق هذه الرسالة وسنقيمها باختصار، ولهذه الرسالة نسخة فريدة في مكتبة السليمانية في قسم حاجي محمود أفندي رقم .6383قد اعتمدنا على هذه المخطوطة التي تتكون من عشرة أوراق. في دراستنا هذه سنعرض حياة ومؤلفات القارصي، وبالتالي سنشير إلى اسم الرسالة وتعريف نسختها ومحتواها والقصد من تأليفها ومنهج المؤلف فى تفسيره و مصادره باختصار، بعد عرض منهجنا في التحقيق، سنشرع في تحقيق الرسالة بعد تقييم قصير، وسنذكر ملاحظات بعض الباحثين فى سائر مؤلفات القارصي. هدفنا من هذه الرسالة أن ننقل نهج العلماء في التفسير والتاويل الإشاري إلى عصرنا هذا في حدود حجم الرسالة.
Anahtar Kelimeler
تٖحقيق، داود القارصي، رسالة، مشكاة، نورية
Özet Metin
Modern çağda gündelik hayatın hızlı akması, ortaya hızlı ve değişken problemler çıkarmaktadır. En geniş manada insanlara rehberlik için indirilen Kur’an-ı Kerim’in, onların bu meselelerinin çözümünde nazari ve pratik öneriler sunması, onu taze tutacaktır. Bu açıdan akademik camianın, çağdaşı insanların kişisel, sosyal, moral vb. açıdan problemlerinin sebeplerinden haberdar olması, özgün ilmi çözüm önerileri sunması gerekmektedir. Bu süreçte isabetli konu seçimi yapmak ve onu hızlı ve verimli bir şekilde sonuçlandırmak çok önem arz etmektedir. Problemlerin tesbiti ve çözüm önerileri için öncelikle akademisyenlerin kendi aralarında güçlü, etkin ve anlık erişime imkân veren iletişim (web, portal vb.) ağları oluşturmaları lazımdır. Bu güçlü bağ, akademik ihtisas veri merkezleri oluşturmak ve mevcutlarını tanımak/tanıtmak suretiyle güçlendirilmelidir. Nihai olarak bütün akademisyenlerin doğrudan erişimine açık ulusal ve uluslararası e-kütüphaneler, arşivler, bilgi bankaları, ilmi dergiler, mahtut merkezleri, database vb. kaynakları tanımak ve birbirlerine tanıtmak, araştırma sürecini hızlandıracak, kalitesini artıracak ve böylelikle mükerrer çalışmaların da önüne geçilebilecektir. Ulusal ağırlıkta başlayan bu birikim, kısa sürede uluslararası aktif ve profesyonel bilişim merkezinin oluşumuna imkân verebilecektir.
Anahtar Kelimeler
Araştırma, Çözüm, Konu, Öneri, Tefsir.
Özet Metin
Allah’ın, cehennemin niceliği hakkında bilgi vermesi, kullarına ilahi bir lütfudur. Cehennemin isimlerinin ateş manası taşımasına ve orada ateşle azap edileceği öncelikle akla gelmesine rağmen o, sulara da sahiptir. Kur’ân’da cehennemin suları, kaynak şeklinde doğan ve cehennem halkının vücutlarından çıkan sıvılar olarak yer almaktadır. Maden eriyiği gibi koyu sıcak, acı, zehirli, iğrenç kokulu, sarı, kırmızımsı ve katran gibi siyah renkteki bu cehennem suları, ehline azap edilmek ve susadıkça içirilmek için hazırlanmıştır. Cehennem halkı, bu sulardan üzerlerine dökülmek ve/veya derin birikintilerine daldırılmak suretiyle azap görecektir. Şiddetle acıkan ve susayan cehennemliklere, boğazlarına takılıp kalan dikenli yiyecekler verilecek ve onları yutabilmek için bu suları katık olarak kullanacaklardır. Yutabildikleri yiyeceklerin ve zehirli suların midelerinde karışması, içlerini kaynatacak ve bu hal, yeni bir azaba dönüşecektir. Bu suları gerek içememekten ve gerekse cehennemin şiddetli sıcağından dolayı hararetleri ve susuzlukları artacaktır. Zira cehennemin suları, serin ve harareti giderici özellikte değildir. Cehennemin farklı özelliklerdeki bu sularının yanında, kaynağı belirlenemeyen, sıcaktan daha yakıcı olan dondurucu soğuğa sahip mevsimi veya bölgesi de bulunmaktadır. Pınar, nehir, gölet ve hatta deniz sularına sahip cehennemden kaynama, öfke ve hıçkırık seslerinin gelmesi tabiidir.
Anahtar Kelimeler
Kur’ân, Cehennem, Su, Meşrubat, İçecek
Özet Metin
İlahi dinlerde, dünyada iyilik üzere yaşayanların ödüllendirilecekleri hayat ahiret, mekânı ise cennettir. Allah, kullarının geleceğini güven altına alma, daima mutlu ve refah içerisinde yaşama eğilimlerini, birçok isim ve özelliklerine yer verdiği cennetlerle karşılamaktadır. Kur’ân’ın, su kaynakları kıt ve ona erişimin zor olduğu bir coğrafyada yaşayan ilk ve çağdaş muhataplarını, su aracılığıyla iman etmeye ikna ve cennete cezbetmesinin tesbiti önem arz etmektedir. Bu sebeple çalışma, insanın sonsuz hayatta ebedi huzura erme arzusuna cevap teşkil edebilecek cennet hayatının su ile alakasını tesbit etmeyi hedeflemektir. Çalışma, cennetin isimleri, onu cazip kılan suların nevileri, kaynakları, vasıfları ve kapları konularıyla sınırlıdır. Bu temel konular, Kur’ân-ı Kerim’in müteşabih ayetleri, ayetlerdeki mücmellikleri gideren hadisleri ve klasik tefsirlerin ve lügatlerin verileriyle incelenecektir. Zikredilen bilgilerin hangi amaçla Kur’ân-ı Kerîm’de yer aldığının cevabı bulunmaya çalışılacaktır. Ancak manevi müteşabih kapsamındaki ahiret hayatına dair bu bilgilerin, görünen âleme kıyasla kavranabildiğini ve hakikatinin, aklı aşan özelliklerde olduğunu unutmamak gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler
Kur’an, Cennet, Kaynak, Su, Hayat.
Özet Metin
Garibü’l-Kur’ân’ın anlamını öğrenme çalışmaları, saadet asrından itibaren başlamış, Arap olmayanların Müslüman olmalarıyla bu çalışmalar zamanla çoğalmış ve çeşitlenmiştir. 16. Yüzyılda yazılan Şemseddin Karahisârî’nin Arapça Türkçe lügati de ismen değilse bile, muhteva bakımından Kur’ânî lafızların anlaşılmasına hizmet eden sözlüklerden birisi olmuştur. Sözlüğün en önemli zenginliği, eş anlamlı ve eş sesli kelimeleri anlaşılır bir üslupla bol miktarda kullanması ve yeri geldikçe lafızların manalarına ayetlerden delil getirmesidir. Ahterî fıkıh, lügat ve tarih olmak üzere üç alandaki önemli eserlerinde de Kur’ân lafızlarını ve kavramlarını yeterince ve maharetle kullanmaktadır. Müellif, kelimâtü’l-Kur’ân açısından incelenen on bir kısa surede bulunan -anlamı herkesçe bilinen birkaç kelime hariç- bütün lafızların manalarını sözlüğünde açıklamıştır. Bu makalede, açıklamalar esnasında zikrettiği alternatif anlamlar, ayetin anlaşılmasına farklı boyutlar katacak güzellikte ve zenginlikte bulunmaktadır. Lügatte yer alan Kur’ânî lafızların karşılıklarının zenginliği, maksat bakımından aynı, ancak ifade biçimi açısından farklı cümle oluşturacak özellikte bulunduğundan, meal-tefsir yapacak çoklukta bir malzeme sağlamaktadır. Bu birikimle bir meal elde edilebilme hususunda fikir vermesini temin etmek üzere kelime karşılıkları meale dönüştürülerek ayetlerin altına konulmuştur. Lügatin on altıncı asrın bazı mahalli ifade özelliklerini taşımakla birlikte, günümüzde kullanılan ve manaları kolaylıkla anlaşılan Türkçe ifadelerle hazırlanmış olması, çağdaş Müslümanlara hitap edebilecek bir meal oluşturabilmeye uygun görünmektedi
Anahtar Kelimeler
Ahteri, Kelimat, Kur’ân, İncelenme, Sure
Özet Metin
Kur’ân-ı Kerîm, hayatın mana ve maksatlarını doğru kavramakta ve taşıdığı değerlerle hayatı inşa etmekte insanoğlunun rehberidir. Müfessirin görevi, onun değerlerini yaşadığı çağın idrak seviyesine sunmak, böylece bu değerleri muhataplarına açık, anlaşılır ve güncel bir dil ve üslûp içinde doğrudan ulaştırmaktır. Nasr sûresi hâriç, tamamı Mekki olan bu surelerin taşıdığı değerler, kulun Allah, insan ve diğer varlıklarla ilişkilerini tanzim etmektedir. Birinci şıkta değerlerin kaynağı olan Yüce Allah kuluna Zât’ını ve yaratan, yaşatan, yöneten, hesaba çeken ve affeden vasıfları başta olmak üzere bazı sıfatlarını tanıtmaktadır. Buna mukabil kulundan Zât’ını hakkıyla takdir etmesini, ihlâsla kulluk yapmasını, hakkı tutmasını ve nankör olmamasını istemektedir. Beşeri ilişkilerinde samimi, sabırlı ve haklara saygılı olmak, iyiliği çoğaltmak, zayıfları kollamak ve yardımlaşmak gibi değerlerle donanmasını telkin etmektedir
Anahtar Kelimeler
Fâtiha, Fîl-Nâs, sûre, değer, tefsir
Özet Metin
Kur’ân-ı Kerim maddi, biyolojik, sosyal, şahsi ve ruhi ölümsüzlüğe değinmektedir. Bunların olumlu/olumsuz örnekleri arasında şeytanın, Hz. Âdem’in ve soyunun ebediyet arzuları, ruhların ve şehitlerin ölmezliği, ahiret inancı ve hayat suyu düşüncesi sayılabilir. Kur’ân’da ölümlü insanın servet, iktidar ve şöhretle ebediyet meylinin olumlu örnekleri Hz. İbrâhim ve Hz. Süleyman başta olmak üzere peygamberlerle gösterilmiştir. Hz. Nuh, Musa, Harun ve İlyas’a sosyal ebediyet lütfedilmiştir. Hz. Yunus, peygamberlerin toplumunda yalnızlaştırılmasıyla, risalet görevlerinin gereğini yapamama düşüncesinin yanında toplumunda olumlu iz bırakamama örneğini zımnen temsil etmektedir. Hz. Zekeriya’nın biyolojik ve sosyal fanilik endişesi, şahsına hayırlı varis bağışlanmasıyla giderilmiştir. Rasulullah’ın biyolojik faniliğinin kederi, kendisine kevser verilmesi ve şanının yüceltilmesi sosyal ebediliğiyle teselli edilmiştir. Hz. İbrâhim ise bu peygamberlerin edilgen durumundan farklı olarak biyolojik ve sosyal ebediyetini bizzat Allah’tan talep etmiştir. Halilullah payesiyle insanlığa önder kılınan Hz. İbrâhim, bu ilginç isteğiyle beşerin ebediyet arzusunun tercümanı ve rehberi olmuştur. Zira o, maddi ölümsüzlüğün imkânsızlığı ve ruhi ölümsüzlük bilinciyle hayırlı soy talebiyle biyolojik ebediyeti istemiştir. Gelecek kuşaklar arasında hayırla anılma dileğiyle de sosyal ölümsüzlüğü arzulamıştır. Bu isteğin, Kur’ân’ın insandan istediği salih amele mutabakatından dolayı kabul edildiği düşünülebilir. Hatta Hz. İbrâhim’i insanlık için imam/önder kılan unsurlardan birisi de anılan talebidir denilebilir. Zira o, bu dilekleriyle ve şöhretiyle yalnızca şahsi arzularının tatminini değil, fakat daha güçlü olarak sonraki kuşakları hanif dine özendirmeyi esas almıştır. Onun, insanlığın ıstıraplarını derinden hissetmesinden, beşeriyete üsve olduğundan ve hilminden bahsedilmesi ve hanif yolunu takip etmesinin istenilmesi bunun göstergesidir. Hz. İbrâhim’in rol modelliği sadece çağdaşlarına tahsis edilmemiştir. Ölümsüzlük duygusuyla dopdolu asrımız insanının, fani kalıplarından kurtulmaya ve ebediyet yolculuğunda özgürleşmek için hayırlı lider ve önderlere ihtiyacı bulunmaktadır. Bu ihtiyacını karşılamakta Hz. İbrâhim’in şöhretini hayırda kullanma vasfından yararlanabilir. Zira onun bu özelliği, müminlerin takvada önder olma yüksek hedeflerini desteklemektedir.
Anahtar Kelimeler
Kur’ân, Tefsir, Hz. İbrâhim, ölümsüzlük, şöhret, rehber/önder
Özet Metin
İslam düşüncesinde bilginin kaynağı ve çeşitlerinin tasnifinde ledünni bilgi de yer almış ve mutasavvıflar onu çokça kullanmışlardır. Vehbi veya ilhama dayalı adıyla da anılan bu bilginin hangi şartlarda makbul sayılabileceği belirlenmiş olmasına rağmen mutasavvıflar ve müfessirler, Kur’ân-ı Kerîm’in ayetlerinde aşırı sayılabilecek işari teviller yapagelmişlerdir. Buna karşı bazı âlimler, yanlış anlamaların önüne geçmek ve yerine doğrusunu ikame etmek maksadıyla eserler yazmışlardır. Bahse konu çalışmalardan birisi de üzerinde çokça fikir serdedilen Nur suresinin otuz beşinci ayetinde yer alan “Allah’ın yer ve göklerin nuru” olduğu ibaresidir. Anılan ifadenin bazı mutasavvıflarca hakiki manada değerlendirilmesi, Davud Muhammed Kârisî’nin, başlıkta ismi verilen risalesini, onları tenkit sadedinde yazmasına vesile olmuştur. Biz bu çalışmamızda, Kârisî’nin anılan risalesini Süleymaniye Kütüphanesi Hacı Mahmud Efendi koleksiyonunda 06383 numarada kayıtlı bulunan, on varaktan oluşan mahtut nüshasını esas alarak tefsir ilmi açısından değerlendirmiş bulunmaktayız. Konunun incelenmesinde sınırımız, zikredilen risale olmakla birlikte, muğlak ve yanlış anlamalara sebep olabilecek ifadelerin izahında, zaruri olarak ilave bilgi verilmiştir.
Anahtar Kelimeler
Davud, Karsi, Tefsir, Risale, Mişkat, Kudsiyye
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Silsile, Soru, Bankası
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Gençlik
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Kur‘ân-ı Kerim‘i anlama
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Duha
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Semerkandi, A‘lâ Suresi
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler