Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Mali Hukuk
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Ülkelerin sahip olduğu sağlık sistemleri ve bu sistemlerin özellikleri, sağlık harcamalarını ve sağlığa ilişkin çoğu çıktıyı etkileyen en önemli unsurlar olarak ortaya çıkmaktadır (Daştan ve Çetinkaya, 2015: 105). Ülkeler insanların sağlıklı olması, hastaların tedavisini alması ve sağlık harcamalarının kontrolünü sağlamak gibi mali amaçlara dönük birtakım sağlık sistemleri geliştirmişlerdir (Daştan ve Çetinkaya, 2015: 106). Bununla birlikte nadiren de olsa tahmin edilmeyen bazı hastalıklar alınan tüm tedbirlere ve sağlık sisteminin mükemmelliğine rağmen iktisadi ve mali sistemleri tahrip edebiliyor. İşte COVID-19 da böyle bir hastalık olup, bu niteliğiyle dünya gündeminden düşmemekte ve birçok insanın ölümüne yol açmaya devam etmektedir. Bu bağlamda ilk bölümde COVID-19’un sağlık bakımından hangi olguları işaret ettiğine değinilmiştir. İkinci bölümde ise hastalığın iktisadi ve mali unsurlara nasıl etki edeceği tartışılmıştır. Bilhassa devletin ekonomide payının artık artacağını savunan öngörülerin aksine globalleşmenin şekil değiştirerek glokalleşme ile daha da güçlü bir hale gelebilme ihtimalinin göz ardı edilemeyecek bir gerçek olduğuna bu bölümde işaret edilmiştir. Söz konusu çerçevede ikinci bölümde globalleşme ve glokalleşme kavramlarının tanımlarına ve birbirleriyle arasındaki etkileşime değinilmiştir. Üçüncü bölümde ise glokalleşme olgusunun iktisadi ve mali alanda nasıl vücut bulabileceğine değinilmiş ve glokalleşmenin ortaya çıkmasıyla dünya ekonomisinin ve mali sistemlerin nasıl bir seyir izleyebileceğine yönelik fütürist yaklaşımlar ortaya konulmuştur. Tüm bu anlatılanlar kapsamında gelecekte dünya ekonomisi ve mali sistemleri nelerin beklediği irdelenerek çalışma sonlandırılmıştır.
Anahtar Kelimeler
COVID-19, Ekonomi, Politika, Glokalleşme
Özet Metin
States need a substantial source of funding to finance expenditures to develop and advance. They use several methods to obtain this financing. The most important of these is taxation. Tax is the most important source of finance for states. Effective collection of taxes, the most important source of financing, depends on the efficiency of the tax system. For this reason, states implement a number of reforms in order to create an effective tax system. In this study, the process of separation of Russia from the USSR and the tax reforms implemented afterwards and the tax system in which it determined the framework will be discussed. Russia’s tax system taxes on income, taxes on wealth and taxes on consumption will be discussed separately, and taxes will be analyzed in terms of subject, taxpayer, and rate. Taxes will be described in a comparative way as Russian taxes during the Soviet Union and Russian Federation period after the dissolution of the Union. After the 2000-2001 Russian tax reforms, the structure of the flat rate taxes implemented and their effects until today will be explained and the developments in the 2020 period will be evaluated in economic, fiscal, and social terms.
Anahtar Kelimeler
Tax Systems, Taxation, The Russian Federation Tax System
Özet Metin
17. yüzyılda eyaletlerde dirlik düzeninin bozulmaya başlaması, merkezin mali durumunun kronik açıklarla karşılaşması, iç hazinenin erimeye başlaması ve nihayetinde 16 yıl süren kutsal ittifak savaşları ve Karlofça Antlaşması’nın da imzalanmasıyla mali bunalımın aşılması için bir şeyler yapılması kaçınılmaz hale gelmiş ve artık 18. yüzyıla girildiğinde klasik Osmanlı mali sistemi belli bir aşamaya ulaşacak olan tükenme ve değişim sürecinin eşiğine gelmişti (Eş, 1989: 234). Bu bağlamda ilk olarak Lale Devri’ne zemin hazırlayan antlaşmalar ele alınmıştır. Zira bu antlaşmalar iktisadi ve mali dengenin bozulmasına da sebebiyet vermişlerdir. Dolayısıyla Karlofça Antlaşması, İstanbul Antlaşması, Prut Antlaşması ve Pasarofça Antlaşması bu kısımda ele alınmıştır. Edirne Antlaşması’na ayrıca yer verilmemiş olup, Prut antlaşması başlığı altında söz konusu antlaşma incelenmiştir. Zira Edirne Antlaşması, Prut Antlaşması’nın pürüzlü maddelerinin açıklığa kavuşturulması için imzalanmıştır. Ayrıca Pasarofça Ticaret Antlaşması da Pasarofça Antlaşması başlığı altında ele alınmıştır. Devam eden kısımda ise Lale Devri’nde iktisadi ve mali dengenin hangi eylemlerle bozulduğu ifade edilmiştir. Zira israf ve savurganlığın had safhada olduğu, yeni vergilerin getirildiği, lüks, şatafat ve debdebenin saray ve sarayın yakınındakiler için hakim olduğu bu süreç, halkın kendisi için ekonomik ve mali bir işkence haline gelmişti. Nitekim böyle bir dönemde peyda olan Patrona Halil ve yandaşları da halkın içinde bulunduğu söz konusu durumu kendi lehlerine kullanarak bir isyan tertip etmişler ve bu isyanda da başarılı olmuşlardır. Halkın çektiği sıkıntılar olmasaydı sadece iktidarı ele geçirme kavgası olarak nitelendirilebilecek bir durumun isyan haline gelmesi de işte bu iktisadi ve mali muvazene kaybının neticesinde ortaya çıkan bir husustur. Bu bağlamda Lale Devri ve Patrona Halil isyanı gerekçeleriyle birlikte izah edilmiştir.
Anahtar Kelimeler
Lale Devri, Patrona Halil İsyanı, Mali Dengesizlik
Özet Metin
Zamanımızın süregelen muammalarından biri: Neden sadece bir avuç ülke müreffeh/zengin? Fakat hep böyle mi kalacak? Bu konuda muazzam bir ilerleme kaydedildi, öyle ki Dünya Bankası ülkeleri ‘gelişmiş’ veya ‘gelişmekte’ olarak sınıflandırmayı bıraktı, artık bunun yerine bölgesel sınıflandırmalar kullanıyor. Gerçekten yoksulluğun sona ermesine tanık olmak ve onlarca yıldır neden bu kadar az ülkenin zengin olduğu sorusuna çözüm bulmak üzere miyiz?
Anahtar Kelimeler
Refah, Gelişme, Ekonomik Kalkınma
Özet Metin
ÖZET Osmanlı Devleti’nin yıkılmak üzere olduğu bir dönemde, savaşın eşiğindeki Türk halkı, içinde bulunduğu zor koşullardan çıkmak amacıyla Mustafa Kemal Paşa önderliğinde etkin girişimlerde bulunmuştur. Bu girişimlerden bazıları yayınlanan genelgeler ve yapılan kongreler ile ilgilidir. Nihayetinde 23 Nisan 1920 tarihinde TBMM kuruldu. TBMM kurulduktan sonra ise 20 Ocak 1921 tarihinde 1921 Anayasası ilk kabul edilen anayasa olarak ortaya çıktı. Bu anayasa ile Osmanlı Devleti’nin yerine yeni bir devletin kurulduğu resmi olarak beyan edilmiştir. Ancak anayasanın da yeterli olmadığı durumlar da vardı. Dönemin koşullarının zorluğu dikkate alındığında istiklal mahkemeleri gibi zorlayıcı unsurların varlığı buna örnek olarak gösterilebilir. Zira asker kaçaklarının cepheye döndürülmesi, casusların ve karşı propaganda yapanların bağımsızlık mücadelesine bir zarar vermemesi için özel kanunla böyle bir uygulamaya başvurulmuştur. Bir diğer ifadeyle dönemin koşullarının zorunlu kıldığı birtakım yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekiyordu. Zaten benzer bir uygulama da Tekâlif-i Milliye emirleri ile gerçekleştirilmek istenmiştir. Söz konusu Milli Emirler/Milli Mali Yükümlülükler olarak bilinen Tekâlif-i Milliye Emirleri ise 7-8 Ağustos 1921 tarihlerinde dönemin koşulları ele alınarak yayınlanmıştır. Bu çalışma da 1921 Anayasası ve çağdaş maliye kapsamında Tekâlif-i Milliye üzerine bir değerlendirme yapılmıştır. Sonuç olarak Tekâlif-i Milliye Emirleri’nin çağdaş maliye kuramına uygun olmamakla birlikte, 1921 Anayasası kapsamında yasal olduğu ve bir gereklilik olarak ortaya çıktığı hipotezine ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler
TBMM, Tekâlif-i Milliye Emirleri, 1921 Anayasası, Mustafa Kemal Paşa, Çağdaş Maliye.
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Çocuk İşçiliği, Küreselleşme, Türk Vergi Sistemi
Özet Metin
Kamu ekonomisinde seçmenler, siyasi partiler, bürokratlar, baskı ve çıkar grupları olmak üzere dört aktör bulunmaktadır. Seçmenler faydalarını, siyasi partiler oylarını, bürokratlar bütçelerini, baskı ve çıkar grupları da rantlarını maksimize etme eğilimindedirler. Bu faaliyetler esnasında da bireysel tercihlerden kolektif tercihlere geçişte birtakım sıkıntılar yaşanmaktadır. Bir diğer ifadeyle kamusal mal ve hizmet üretiminde etkinliğe ulaşılamamaktadır. Bu sorunların yaşanmasında ise Kamu Denetçiliği Kurumu bir çözüm olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çalışma kurumun, kamu idarelerinin mali faaliyetleriyle ilgili vermiş olduğu örnek kararlar, maliye teorisi ve mali hukuk çerçevesinde ele alınmıştır. Netice olarak da kamu ekonomisinde siyasi iradenin bir yansıması olarak KamuDenetçiliği Kurumu’nun idarenin mali faaliyetleriyle ilgili etkin kararlar verdiği sonucuna ulaşılmıştır
Anahtar Kelimeler
Siyasal karar alma, Kamu Denetçiliği Kurumu, Mali hukuk
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Ücret, Muafiyet, İstisna, Sendika
Özet Metin
The history of mankind provides information on civilizations, economies, politics and legal content of the laws, perhaps the most known or best known history. When the subject is taken into account in the history of the fiscal or tax history, it is seen that this development has emerged and sustained by the existence of the authorities. Nowadays, while searching for the right and justice in terms of basic needs, production and distribution relations of economic and legal people, starting from archaeological findings the starting point of the taxation history is shaped by the emergence of authorities and the desire to increase the personal prosperity and wealth of these authorities. Undoubtedly, the endless war woes of these civilizations which had been established in Mesopotamia and Anatolia, which were defined as the superpowers 5000 years before today, and which had established all political, economic and fiscal structures and the booty, tribute and tax revenues obtained as a result of victories it was observed that taxation had become an in disputable structure in the long-term empires in the process, ahead of economics, law and politics. In this study, political, economic, fiscal and administrative achievements of Hittite Empire which was one of the most powerful and effective administrations of the period and would form the basis of the civilizations in the region of Anatolia or Asia Minor are emphasized. Then strategical failures of Hittite Empire and trying to explain the factors that led to the destruction of the Hittite Empire.
Anahtar Kelimeler
History of Anatolia, Hittite Civilization, Taxation
Özet Metin
Ücretle çalışan işgücü kamu gelirleri açısından önemli bir unsurdur. Bunun sebebi verginin kaynakta kesilmesidir. Bununla birlikte Türk Vergi Sistemi’nde ücretliler için birçok muafiyet ve istisna getirilmiştir. Bu da ciddi bir vergi harcaması anlamına gelmektedir. Bu vergi harcamalarında sendikaların rolü de yadsınamaz. Sendikalar ekonomik veya politik davranışlar sergileyerek vergi gelirleri üzerinde etkili olabilmektedirler. Ekonomik davranan bir sendika bireylerin refahını arttırabilir. Politik davranan bir sendika ise bireyler arasında ciddi bir gelir eşitsizliği ortaya çıkarabilir. Bu noktada ücretlilerin sendika tercihi de önem kazanmaktadır. Bu bağlamda bu çalışmada Dunlop Talep Modeli ve Ross Politik Modeli çerçevesinde ücretliler için uygulanan muafiyet ve istisnaların iktisadi mi yoksa politik mi olduğu sorgulanacaktır.
Anahtar Kelimeler
Ücretli, sendika, vergi muafiyeti, vergi istisnası.
Özet Metin
Vergilendirme insanlık tarihi boyunca medeniyetlerin ve toplumların yaşam şartlarını belirleyen kilit faktörlerden biri olmuştur. Vergi toplama kabiliyeti yüksek olan ve etkin bir vergi tahsilatına sahip medeniyetler tarih sahnesindeki yerlerini uzun süre korurlarken vergi tahsilat verimliliği düşük devletler ise diğer devletlerin etkisi ve baskısı altına girerek tarihten silinmiştir.
Anahtar Kelimeler
Vergi Tarihi, Vergilendirme, Antik Çağ
Özet Metin
Obezite yaygınlığı giderek artan bir hastalık olarak ortaya çıkmıştır. Bu hastalığın yarattığı fiziksel ve ruhsal sorunlar iktisadi ve mali problemleri de beraberinde getirmiştir. Söz konusu iktisadi ve mali problemler açık ve kapalı maliyetler ile bunların telafisi kapsamında incelenebilmektedir. Bu telafide ise obezite vergisinin oynadığı rol çok önemlidir. Obezite meydana getirdiği diğer hastalıklar ile kamu harcamalarının artmasına neden olmaktadır. Bu kamu harcamalarının ortaya çıkması ise bazı beslenme alışkanlıklarının aşırıya kaçmasından kaynaklanmaktadır. Bir diğer ifadeyle obezite suni bir durumdan dolayı ortaya çıkmaktadır. Bu durum da obezitenin açık maliyeler kısmını oluşturmaktadır. Obezitenin ruhsal durumda yarattığı problemler ise alternatif maliyetleri ortaya çıkarmaktadır. Bu da obezitenin kapalı maliyetlere sahip olduğunu işaret etmektedir. Bu çalışmada da obezitenin söz konusu maliyetlerinin ortadan kalkması için obezite vergisinin mali bir çözüm olarak ortaya konması gerektiği vurgulanmıştır. Keza obezite vergisi kişilerin beslenme alışkanlıklarını değiştirebilmesine sebebiyet veren bir olgu olarak kullanılabilmektedir. Bu da obezitenin ortaya çıkardığı olumsuzluklarda bir iyileşme olarak belirebilmektedir. Bu da iktisadi ve mali alanlarda olumlu gelişmelere zemin hazırlayacaktır.
Anahtar Kelimeler
Obezite, obezite vergisi, açık maliyetler, kapalı maliyetler
Özet Metin
Her suçun bir cezasının olması evrensel olarak kabul edilmiş bir ilkedir. Ancak cezanın belirlenmesinde belirli ilkelere uyulması gerekmektedir. Bu ilkelerin belirli bir sistematikte bulunduğu çatı ise kanunlardır. Bu kapsamda kanunların anlaşılır bir dille yazılması gerekmektedir. Bunun sebebi de hangi fiillerin suç olduğunun kolay bir şekilde tespit edilmek istenmesidir. Suç analiz edilirken de belirli metotların kullanılması adalete ulaşmada önemli bir araçtır. Söz konusu metotlar genel olarak tahlilci yaklaşım ve bütüncü yaklaşım olarak ikiye ayrılır. Tahlilci yaklaşımda suçlar parçalara ayrılarak incelenirken, bütüncü metotta suç konusuna bir bütün olarak bakılmaktadır. Bu metotlardan elde edilen veriler neticesinde ise failin suçlu olup olmadığı belirlenmektedir. Bununla birlikte bireylerin suçlar konusunda bilgi sahibi olması suç işlemlerini önlemede bir engel olarak ortaya çıkabilmektedir. Bu durumda da çeşitli kriterlerin ortaya belirgin bir şekilde konulması gerekmektedir. Bu kriterler model ajan ölçütü çerçevesinde kanunlarda açık bir şekilde ifade edildiği takdirde suçların önüne bir engel konulabilecektir. Bu noktada suçların sadece adli değil idari bir yönünün olduğu hususunu da vurgulamak gerekmektedir. Vergi suçları da bu kapsamda değerlendirilebilir. Vergi suçları ortaya çıkışı itibarıyla kamuya dolaylı olarak zarar veren bir suç türüdür. Bir yanda haksız şekilde menfaat elde eden bir süje varken öte yandan hakkı gasp edilmiş bir topluluk bulunmaktadır. Bu çalışmada da vergi suçlarında fiili olarak hangi yaklaşımın kullanıldığı incelenecektir. Buna ek olarak vergi suçlarında model ajan ölçütü ortaya konulacak ve söz konusu ölçüt temel alınarak belirlilik ilkesine uygun yeni vergi kanunu önerileri sunulacaktır.
Anahtar Kelimeler
Vergi suçları, tahlilci yaklaşım, bütüncü yaklaşım, model ajan ölçütü.
Özet Metin
Dünya üzerinde yaşayan insanlar çeşitli inançlara sahip olabilmektedir. Bu inançlar sadece sosyal ve siyasi değil iktisadi ve mali alanlarda da etkide bulunmaktadır. Faiz kavramından çekinen Müslüman ve yoksul bireyler için İslami mikrofinans, finansal sisteme dahil olma açısından oldukça uygun bir alternatiftir. Ancak uygulamalar bakımından mikrofinans kuruluşları sayısında olan eksiklik ve İslami mikrofinans ürünlerini kullanan kadınların geleneksel mikrofinans sistemine göre daha az olması İslami mikrofinansın zayıf tarafıdır. Bu eksiklikler giderildiği takdirde de söz konusu sistemin daha güçlü olması olasıdır. Bu çalışmada, İslami mikrofinansın hem iktisadi anlamda hem de hukuki ve mali anlamda finansal ürünlerin yasal altyapısı vurgulanmıştır
Anahtar Kelimeler
Yoksulluk, İslami mikrofinans, İslami ekonomiler
Özet Metin
Nükleer enerji birçok ülkenin birbirine karşı üstünlük sağlamada kullanabildikleri bir araçtır. Bunun temel sebebi de nükleer enerjinin ekonomik ve mali getiri sağlayarak ülkelerin kalkınmalarını etkileyebilecek bir potansiyele sahip olmasıdır. Bu yönüyle nükleer enerji, verginin doğmasına neden olacak bir etkiye de sahiptir. Türkiye’de ise nükleer enerji üretilememektedir. Bununla birlikte diğer enerji çeşitlerinin üretimi söz konusudur ve bu enerji çeşitlerinden üretilen mal ve hizmetler verginin konusunu oluşturmaktadır. Bu anlamda Türkiye’de enerji üzerinden alınan vergiler KDV, ÖTV ve Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisi olarak ortaya çıkmaktadır. Nükleer enerjinin üretilmesi hususunda ise Rusya Federasyonu ile yapılacak işbirliği neticesinde elde edilecek vergi gelirlerinde, artış sağlanabilecektir. Bu çalışmada da öncelikle Türkiye’nin nükleer enerji girişimlerinin tarihi seyri incelenmiştir. Bu bağlamda Türkiye’nin istediği sonucu alabilmesi açısından, Akkuyu Nükleer Enerji Santrali ve 5710 sayılı yasa kapsamında nükleer enerji üretilerek mali risk ve mali beklentilerin neler olacağı değerlendirilmiş ve Orta Asya ile Kafkasya ülkelerinde Rusya ile işbirliğinin olumlu sonuçlar doğuracağı yargısına varılmıştır.
Anahtar Kelimeler
Nükleer Enerji, Türk Vergi Sistemi, Akkuyu Nükleer Enerji Santrali, 5710 sayılı yasa
Özet Metin
İnsanların iktisadi karar ve tercihlerinde rasyonel davrandıkları ve kendi özel çıkarlarını maksimize etme gayreti içerisinde oldukları varsayımı iktisat biliminde yaygın olarak kabul edilmektedir. Bu şekildeki bir “rasyonelite” ve “homo economicus” davranış modeli felsefi anlamda “egoizm” olarak adlandırılır. Bunun tam tersi ise “alturizm”dir. Genel olarak alturizm, bireysel egoizmin ötesinde insanın iktisadi ya da iktisadi olmayan manada başkalarına yardım etme isteğidir. Alturizm, “yardımseverlik” /“hayırseverlik” anlamına gelir. Yardımseverlik (hayırseverlik), en başta kutsal din kitapları ve genel etik perspektifinden övgüye ve takdire değer bir davranış ve eylem olarak düşünülmekte ve teşvik edilmektedir. Acaba yardımseverliğin (hayırseverliğin) yararları ve meşruiyeti tartışılmayacak kadar kutsal mıdır? İktisadi yardımseverliğin bireysel ve toplumsal maliyetleri nelerdir? Kamusal yardımseverlik, yoksulluk sorununun çözümüne ne tür katkılar sağlar? Kamusal yardımseverlik politikalarının başarılı olabilmesi ne ölçüde mümkündür? Bu çalışmada öncelikle egoizm ve alturizm kavramları açıklığa kavuşturulduktan sonra kamu tercihi perspektifinden bazı oyun matrisleri üzerinde iktisadi yardımseverliğin ortaya çıkardığı sonuçlar incelenmektedir. İncelenecek konu literatürde “semiriyeli çıkmazı” olarak adlandırılmaktadır. Çalışmamızda özellikle belirli bir zorlamaya dayalı kamusal yardımseverliğin başlıca maliyetleri muhtelif oyun matrisleri yardımıyla incelenmektedir. Çalışmamızın sonuç bölümünde ise yoksulluk sorununa alternatif çözümler üzerinde açıklamalar ve yorumlar yapılacaktır.
Anahtar Kelimeler
Egoizm, alturizm, hayırseverlik, yardımseverlik, semiriyeli çıkmazı, paternalizm. 44
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Tax System, Corporate Tax, Plutocracy,
Özet Metin
Hava kirliliği astım, kanser, hemogram ve hematokrit değerlerinde dengesizlikler gibi birçok olumsuz duruma sebebiyet verebilmektedir. Bu olumsuz durumlar topluma açık ve zımni maliyetler olarak yansımaktadır. Bir başka deyişle ekonomik ve psikolojik maliyetlerin her ikisi de ortaya çıkabilmektedir. Bu maliyetleri engellemek iktisadi anlamda sarsıcı olabilmektedir. Bunu gerçekleştirmek için serbest piyasa ekonomisinin bir avantaj olarak devletler tarafından kullanılması gerekmektedir. Dünyada yer alan devletlerin çoğu serbest piyasa ekonomisini benimsemiştir. Bu bağlamda devletin piyasaya yoğun bir müdahalede bulunması ekonomik istikrarı denge durumundan uzaklaştırabilmektedir. Hava kirliliği açısından ele alındığında Coase teorisi ve sosyal kurumlar hava kirliliğinin meydana getirdiği hastalıkların ortaya çıkmasını engelleyen birer çözüm aracı olarak önemli bir rol oynayabilmektedir. Ancak bu çözümlerin piyasa odaklı olması ve etkilerinin de sınırlı olması nedeniyle, devletlerin hava kirliliğinden kaynaklanan hastalıkları engellemede iki keskin alternatif kullanması gerekmektedir. Bunlardan birincisi serbest piyasa kurallarından iyice uzaklaşıp piyasaya yoğun bir müdahalede bulunmak ve ikincisi de hiçbir müdahalede bulunmayıp çözümü tamamen piyasanın eline bırakmaktır. Her iki alternatif de yüksek olasılıkla ekonomik istikrarsızlık oluşturabilecek unsurlardır. Bunun ilk nedeni devletlerin ekonomiye yoğun bir müdahalede bulunması neticesinde piyasa aksaklıklarının oluşması ve böylelikle açık maliyetlerin ortaya çıkmasıdır. İkinci neden ise devletin çözümü piyasaya bırakmasıyla kar maksimizasyonu güdüsüyle hareket eden firmaların maliyetlerine katlanmaması ve bundan dolayı da ortaya çıkacak hastalıkların zımni maliyetler olarak topluma yansımasıdır. Bu bağlamda devletlerin serbest piyasa ekonomisine ayak uydurmak için Coase teorisi ve sosyal kurumlar çerçevesinde hareket ederek ve mali araçları kullanarak açık maliyetler ile zımni maliyetleri ortadan kaldırması gerekmektedir. Bunun yolu da devletlerin vergileri ve kamu harcamalarını kullanmak suretiyle taraflar arasında bir düzenleyici kuruluş olarak rol oynamasıdır. Bu bağlamda çalışmada ilk olarak çevre kirliliğinin türleri ifade edilecektir. İkinci olarak çevre kirliliği hususu hava kirliliğine indirgenerek daha spesifik hale getirilecektir. Bu noktada hava kirliliğinin kaynakları ve insan sağlığı üzerine etkileri teknik olarak ele alınacaktır. Üçüncü olarak hava kirliliğinin önlenmesinde piyasa çözümleri açısından Coase teorisi ve sosyal kurumlar değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Son olarak hava kirliliğine ilişkin hastalıkların ortaya çıkardığı açık ve zımni maliyetlerin ortadan kaldırılmasında devletlerin mali araçları kullanabilmesine yönelik önerilerde bulunulacaktır.
Anahtar Kelimeler
Hava kirliliği, Coase teorisi, sosyal kurumlar, vergilendirme, kamu harcamaları
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Neo-liberalizm bireyleri olması gerekenden daha fazla yalnızlaştırmış ve bunun sonucunda toplum içinde hukuk kurallarına aykırı hareketler ve neo-liberalizme karşı savunma mekanizmaları artış göstermiştir. Söz konusu savunma mekanizmaları AATUHK uyarınca oda aidatları ve SGK primleri olarak gerçekleşirken, hukuk dışı hareketler ise trafik cezaları ve ecrimisil gelirleri şeklinde meydana gelmiştir. Bu çalışmada idarenin izni dışında Hazine taşınmazının kullanılması karşılığında alınan bir tazminat olan ecrimisil gelirlerinde neo-liberalizmin meydana getirdiği artış incelenmiş ve bu artışın engellenmesi açısından neo-liberal politikalardan vazgeçilip sosyal refah devleti uygulamalarına yer verilmesi gerektiği ortaya konmuştur.
Anahtar Kelimeler
Neoliberalizm, ecrimisil gelirleri, liberalizm, sosyal refah devleti, AATUHK
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Küreselleşme süreciyle birlikte yaşanan gelişmeler, ülkelerin değişen dünya koşullarına ayak uydurabilmek için birbirleriyle rekabet etmelerini zorunlu hale getirmiştir. Özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerinin ön plana çıkmasıyla birlikte, daha hızlı kararlar alabilen ve devinime sahip ekonomilerin uluslararası arenada daha güçlü ve daha etkin olduklarını göstermiştir. Teknolojik değişim ve inovasyonla güçlendirilmiş altyapılar, kurumlar ve firmalar bu avantajlarını kullanarak kendilerini hem ulusal düzeyde hem de uluslararası çerçevede kabul gören sistemler olarak birer örnek teşkil etmektedirler. Avrupa Birliği gibi ulus-üstü ve OECD gibi uluslararası örgütlenmeler de küreselleşen dünyada rekabet kuralları ve teknoloji standartları düzenleyip uygulayarak hemen hemen tüm alanlarda ülkeler arasındaki farkların kapatılmasına ilişkin çalışmalar yapmaktadırlar. Çalışma bir yönüyle küreselleşme sürecinde devletlerin uluslararası rekabet kurallarını açıklarken diğer yönüyle uluslararası örgütlerin de yardımıyla kamu politikalarına ilişkin kararlarını oluştururlarken teknoloji ve inovasyonu nasıl kullandıklarını açıklamaktadır.
Anahtar Kelimeler
Küreselleşme, Rekabet, Kamu Politikaları, Teknoloji ve İnovasyon
Özet Metin
1980’li yılların başlarında, OECD ve AB üyesi ülkelerde vergi yapılarının ve vergi sistemlerinin yeniden düzenlenmeye ihtiyaç duyması konusu büyük önem kazanmıştır. Bu hususta, hem ekonomik kararlar üzerindeki bozucu etkileri nedeniyle vergi yükümlüleri üzerinde büyük maliyetler oluşturan vergi yapıları hem de vergiden kaçınmaya ve vergi kaçırmaya imkan sağlayan adaletsiz ve karmaşık vergi sistemleri etkili olmuştur. Bu bağlamda, son 26 yıl içinde 1984 yılında İngiltere’nin, 1986’da ABD’nin yürürlüğe koyduğu reformlar ve bunları izleyen diğer vergi reformları genelde vergi oranını azaltıcı ve vergi tabanını genişletici reformlar olarak tanımlanabilir. Bu çalışmada öncelikle, oyun teorisinden elde edilen matrisler ve karar ağaçları yardımıyla OECD ve AB üyesi ülkelerin vergi stratejileri açıklanmaktadır. Daha sonra, 25 yıla ilişkin veri setiyle ülke örnekleri karşılaştırılarak her bir ülkenin vergi stratejilerinin başarılı sonuçlar elde edip etmediği ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Bu gelişmeler ışığında karşılaştırmalı ülke analizi vasıtasıyla ülkeler A, B, C, D gibi farklı kategorilerde belirlenmiş ve sonuç olarak Türkiye’nin vergi stratejisi belirlenmeye çalışılarak, Türkiye’nin bu ülkeler içerisindeki gerçek konumu ortaya konulmuştur.
Anahtar Kelimeler
Vergi yapısı ve vergi sistemi, karar-alma, vergilendirme oyunu
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Vergi mükelleflerinin, vergi kaçakçılığına yol açacak eylem ve işlemlerden uzak durmalarının sağlanması amacıyla kanun koyucu tarafından hürriyeti bağlayıcı cezalarla cezalandırılan adli vergi suçları ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Bu bağlamda Vergi Usul Kanunu‘nun 359. maddesinde sayılan fiillerin gerçekleştirilmesi halinde kaçakçılık suçu işlenmiş sayılmaktadır. Bu çalışmada V.U.K. 359. madde kapsamında 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu açısından sayılan hususların gerçekleşmesi durumunda ortaya çıkacak vergi kaçakçılığı fiilleri ele alınmıştır. Kanun koyucunun kurumlar vergisi açısından kaçakçılığın önlenmesi hususunda aldığı önlemlerle, teori ve uygulamadan ortaya çıkan çözüm önerileri sonuç olarak açıklanmıştır.
Anahtar Kelimeler
Kaçakçılık suçları ve cezaları, kurumlar vergisi
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Anahtar Kelimeler
Özet Metin
Bu çalışmada Türkiye‘nin batı komşusu olan Yunanistan, siyasi, hukuki ve ekonomik yapısı ile vergi sistemi çerçevesinde değerlendirilmiştir. Bu açıdan ilk olarak Yunanistan‘ın siyasi yapısı içerisinde yer alan yasama, yürütme ve yargı organları görev ve yetkileri açısından açıklanmıştır. Daha sonra, temelleri Roma Hukuku‘na dayanan ve tipik bir Avrupa Medeni Hukuku olan Yunan Hukuk Sistemi açıklanmıştır. Küçük ama son derece açık bir ekonomiye sahip olan Yunanistan ile ilgili özellikle AB üyesi olduktan sonraki ekonomik görünümü ifade edilmiştir. Çalışmada son olarak Yunanistan vergi sistemi değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Yunanistan vergi sisteminde vergiler gelir, tüketim ve servet üzerinden alınan vergiler olarak üçlü bir sisteme tabi tutularak açıklanmış ve bu çerçevede özellikle Yunanistan‘ın ekonomik, idari ve vergi yapısı hem kendi aralarında hem AB-27 hem de OECD çerçevesinde ele alınarak sistemler arası etkileşim açıklanmış ve Yunan hükümetinin vergi sistemiyle birlikte hem ekonomisini hem de politikasını nasıl geliştirdiği değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler
Yunan vergi sistemi, Yunanistan‘da ekonomik yapı, Yunanistan‘ın siyasi ve hukuki yapısı
Özet Metin
Günümüzde pek çok ülke ekonomisinde, seçim kaynaklı dalgalanmalar yaşanmaktadır. İktidardaki politikacıların oylarını maksimize etmek, yeniden seçilebilmek ve seçim öncesinde seçmenler üzerindeki refah hissini arttırmak için ekonomiyi kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmelerine politik konjonktür dalgalanması denilmektedir. Bu çalışmada, politikacıların ekonomiyi istedikleri yönde idare etmeleri (manipülasyon) için kullandıkları yöntemler ve araçlar fırsatçı politik konjonktür dalgalanmaları açısından ele alınmış ve Türkiye’nin 1980–2006 dönemine ait aylık verileri, EKK yöntemi kullanılarak test edilmiştir. Çalışmada kullanılan aylık verilerle elde edilen sonuçta, bankalararası faiz oranının seçimlere daha hızlı tepki verdiği ve seçimlerin enflasyon oranı üzerinde politik konjonktür dalgalanması oluşturduğu belirlenmiştir. Diğer bir ifadeyle seçimlerin sadece bankalararası faiz oranı ve enflasyon oranı gibi parasal sektör göstergeleri üzerinde etkili olduğu reel sektör göstergelerini ise doğrudan etkilemediğini söyleyebiliriz.
Anahtar Kelimeler
Politik Konjonktür Dalgalanmaları, Seçimler, Fırsatçı Dalgalanmalar, Seçim Sıklığı