DPUPortal - Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Bilgi Portalı
Orhan Elmacı

Prof. Dr. Orhan Elmacı

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

  • Profil
  • Kişisel
  • Eğitim Bilgileri
  • Görevler / İş Deneyimi
  • ÜAK Temel Alan
  • Dersler
  • Projeler
  • Yönetilen Tezler
  • Yayınlar
  • Tasarım/ Patent/ Ödül
  • Sanatsal Faaliyetler
  • Bilgi Paylaşımlarım
  • Galeri
  • İletişim

Piyasanın Gölgesinde Akademik Miras: Habitus, Reddiye ve Epistemik Direniş Geri

Prof. Dr. Orhan Elmacı  -  21 Haziran 2025


Piyasanın Gölgesinde Akademik Miras: Habitus, Reddiye ve Epistemik Direniş

Öz
Bu çalışma, akademik alanda kuşaktan kuşağa aktarılan düşünsel, kurumsal ve simgesel mirasın karmaşık doğasını diyalektik bir perspektiften inceler. Akademide kuşaktan kuşağa devredilen düşünsel, kurumsal ve simgesel mirasın doğasını ve bu mirasa yönelik eleştirel bir reddin imkânını sorgulamaktadır. Akademik alanın görünmeyen kurallarını, sessizlik mirasını ve habitus’un yeniden üretim mekanizmalarını Bourdieu ve Freire gibi düşünürlerin ışığında değerlendiren bu çalışma, düşünsel cesaretin ve etik sorumluluğun altını çizer. Reddi mirasın, yalnızca bir kopuş değil; eleştirel sahiplenmeyle yeni yollar açma potansiyeline sahip olduğu savunulmaktadır.Akademik mirasa yönelik eleştirel bir reddiye, hem riskler hem de dönüştürücü potansiyel taşır. Pierre Bourdieu’nün habitus kavramı, Paulo Freire’nin eleştirel pedagojisi, Michel Foucault’nun iktidar-bilgi ilişkisi ve Stephen Parker ile Trevor Gale’in habitus eleştirileri, akademik ortamın örtük kurallarını, sessizlik mirasını ve yeniden üretim mekanizmalarını analiz etmek için temel oluşturur. Parker ve Gale’in (2014) statik habitus yorumlarını sorgulayan yaklaşımları, mirasın eleştirel sahiplenme yoluyla dönüştürülebileceğini gösterir. Reddiye, entelektüel özgürlüğü ve toplumsal sorumluluğu güçlendiren bir diyalektik süreç olarak ele alınır. Bu çalışma, akademik mirasın hem bir nimet hem de bir kısıtlama olduğunu savunarak, eleştirel bir yeniden inşa yoluyla daha adil ve kapsayıcı bir akademik alanın mümkün olduğunu öne sürer.

Giriş
Akademik dünya, bilimsel özerklik ve özgür düşünce idealleriyle tanımlansa da, bu idealler genellikle örtük kurallar, güç ilişkileri ve kurumsal dinamiklerle çelişir. Genç akademisyenler, yalnızca bilimsel bilgiyi değil, aynı zamanda neyin konuşulacağı, nasıl yazılacağı ve kimin eleştirilebileceğine dair görünmez normları öğrenirler. Bu normlar, jestler, anlamlı sessizlikler veya akademik yazının kendine özgü üslubu aracılığıyla aktarılır (Bourdieu, 1990). Bourdieu’nün habitus kavramı, bu örtük aktarımın bireylerin düşünme ve davranışlarını nasıl şekillendirdiğini açıklarken, aynı zamanda bireylerin bu yapılar tarafından yapılandırıldığını vurgular (Bourdieu, 1990). Ancak Parker ve Gale (2014), habitus’un statik ve determinist yorumlarının bireysel özerkliği ve değişim potansiyelini göz ardı edebileceğini eleştirir. Bu çalışma, akademik mirası Bourdieu’nün habitus kavramı ve Parker ile Gale’in eleştirel perspektifi üzerinden inceleyerek, reddiyenin risklerini ve dönüştürücü imkânlarını tartışır. Reddiye, mevcut yapılara karşı eleştirel bir karşı çıkış ve yeni epistemik yollar açma süreci olarak tanımlanır. Bu bağlamda, akademik mirasın hem bir temel hem de bir engel olduğu karmaşık doğası, eleştirel sahiplenme yoluyla yeniden şekillendirilebilir.

1. Akademik Mirasın Çok Boyutlu Biçimleri
Akademik miras, düşünsel, kurumsal ve simgesel boyutlarıyla, disiplinlerin paradigmatik temellerini, yöntemlerini ve değerlerini nesiller boyu taşır. Bu bölüm, mirasın farklı veçhelerini ve Parker ile Gale’in habitus eleştirisinin bu boyutlara nasıl uygulanabileceğini derinlemesine ele alır.

Akademik miras, bilgi aktarımının ötesinde bir disiplinin kabul görmüş paradigmalarını ve normatif çerçevesini üretir. Foucault’ya (1980) göre bilgi her zaman iktidarla iç içedir; disipliner söylemler belirli bilgileri meşrulaştırırken, diğerlerini dışlar (s. 133). Bu da epistemik kapanımlar yaratır. Sosyal bilimlerde bir teorik okula sadakat, sıklıkla alternatif düşünceleri “bilim dışı” ilan etmenin bahanesi olabilir.

Disiplinler arası hiyerarşiler de bu hegemonik yapının parçasıdır. Doğa bilimlerinin üstün, sosyal bilimlerin “yorumlayıcı” görülmesi, bilgiye sınıfsal bir anlam yükler (Becher & Trowler, 2001, s. 36). Bu yapı, akademik çoğulculuğu ve yeniliği baskılayan bir düşünsel monokültür yaratır.

1.1. Düşünsel Miras ve Epistemik Sınırlar
Düşünsel miras, bir disiplinin temel paradigmalarını, jargonunu ve yöntemlerini aktararak akademisyenlerin yön bulmasını sağlar. Ancak bu aktarım, aynı zamanda epistemik sınırlar çizerek alternatif yaklaşımları dışlayabilir. Foucault’nun (1980) iktidar-bilgi ilişkisi, akademik “doğruların” hegemonik güç yapılarından beslendiğini ve bu doğrular dışında kalan seslerin “bilim dışı” olarak damgalanabileceğini gösterir. Örneğin, disiplinler arası veya marjinal yaklaşımlar, bu epistemik kapanımlardan dışlanma riskiyle karşılaşır (Becher & Trowler, 2001). Parker ve Gale (2014), habitus’un statik yorumlarının bu sınırları pekiştirebileceğini, ancak bireylerin eleştirel refleksiviteyle bu sınırları zorlayabileceğini savunur. Feminist epistemoloji gibi yaklaşımlar, geleneksel bilim anlayışını sorgulayarak yeni bilgi alanları yaratmış ve bu tür bir dönüşümün mümkün olduğunu göstermiştir (Harding, 1991).

1.2. Kurumsal ve Simgesel Mirasın Yeniden Üretimi

Bourdieu’nün (1990) simgesel sermaye anlayışı, bir akademisyenin hangi dergide yayın yaptığı, hangi ağlara mensup olduğu gibi kriterlerin, akademik değeri belirlediğini gösterir (s. 120). Bu sermaye, genellikle liyakat değil; soy, aidiyet ve konformizm temelinde dağıtılır.

Collins (2000), özellikle azınlıklar ve kadın akademisyenlerin bu yapılar dışında bırakıldığını ve böylece kurumsal mirasın ayrımcılığı yeniden ürettiğini belirtir (s. 277). Böylece akademik miras, bilgiyle birlikte iktidarı ve ayrıcalığı da taşır.

Kurumsal miras, akademik sermayenin (örneğin, profesörlük unvanları, prestijli yayınlar) dağıtımı ve simgesel değerlerin yeniden üretimi yoluyla işler. Bourdieu (1990), bu sermayenin liyakatin ötesinde, akademik “soy,” ekol ve ağlarla şekillendiğini belirtir. Bu durum, kadın, azınlık veya ana akım dışı paradigmaları benimseyen akademisyenlerin dışlanmasına yol açabilir (Collins, 2000). Kurumsal yapılar, bu ayrımcılığı pekiştirirken, eleştirel bir reddiye, yalnızca bilgi üretimini değil, aynı zamanda bu iktidar yapılarını sorgulamayı gerektirir. Parker ve Gale’in (2014) habitus eleştirisi, bireylerin bu yapıları fark ederek ve eleştirel bir duruş geliştirerek kurumsal mirası dönüştürebileceğini öne sürer.

1.3. Akademik Kapitalizm ve Bilginin Ticarileşmesi

Freire’nin (1970) “sessizlik de bir dildir” vurgusu, akademideki suskunluk alanlarını anlamamıza yardımcı olur (s. 88). Belirli konuların tartışılamaz hale gelmesi, etik dışı pratiklerin örtülmesi, “saygınlık” kisvesi altında sürdürülen bir tahakküm üretir.

Haraway’in (1988) "yerleşik bilgi" eleştirisi, akademik nesnelliğin çoğu zaman iktidar yapılarını gizlediğini ve eleştiriden kaçındığını gösterir (s. 581). Bu bağlamda sessizlik, sadece söylemsel değil, aynı zamanda yapısal bir şiddet biçimidir.

Neoliberal politikalar, üniversiteleri piyasa mantığına entegre ederek bilginin meta haline gelmesine yol açmıştır (Slaughter & Rhoades, 2004). Araştırma fonları, yayıncılık ve akademik yükselme, rekabetçi performans kriterlerine bağlanırken, piyasa odaklı olmayan bilgi üretimi marjinalleşir. Bu süreç, akademik habitusu neoliberal normlarla yeniden şekillendirir ve epistemik sermayeyi ekonomik sermayeyle iç içe geçirir. Reddiye, bu bağlamda yalnızca epistemik değil, aynı zamanda ekonomik tahakküme karşı bir direniş olarak ortaya çıkar. Örneğin, açık erişim yayıncılık gibi girişimler, bilginin elitist yapılarını sorgulayarak daha kapsayıcı bir akademik alan yaratmayı hedefler (Burawoy, 2011).

2. Sessizlik Mirası: Egemenliğin Dili ve Epistemik Şiddet
Paulo Freire’nin (1970) ifadesiyle, sessizlik “egemenliğin dilidir” ve akademide, tartışılmayan konular, eleştirilmeyen kişiler veya “akademiye yakışmaz” gerekçesiyle sınırlandırılan sorgulamalar olarak somutlaşır. Üniversite yönetimlerinin etik dışı uygulamaları, “kurumun saygınlığı” adına görmezden gelinebilir. Haraway’in (1988) “yerleşik bilgi” eleştirisi, akademik yazının tarafsızlık iddiasının güç ilişkilerini gizlediğini gösterir. Parker ve Gale (2014), habitus’un bireyleri sessiz kalmaya koşullandırabileceğini, ancak eleştirel refleksiviteyle bu koşullandırmanın aşılabileceğini savunur. Örneğin, eleştirel bir dil geliştirilmesi, sessizlik mirasını kırmak ve alternatif sesleri duyurmak için kritik bir adımdır.

3. Reddiye: Akademik Diyalektiğin Bedelleri ve Olanakları
Reddiye, akademik mirası eleştirel bir şekilde yeniden anlamlandırma ve dönüştürme cesaretidir. Bu süreç, düşünsel, kurumsal ve simgesel düzeylerde bir diyalektik karşı çıkış olarak ortaya çıkar, ancak bedelleri ağır olabilir:

  • Dışlanma: Eleştirel akademisyenler, akademik ağlardan dışlanabilir veya yayın ve fon olanaklarından mahrum bırakılabilir (Becher & Trowler, 2001).

  • Damgalanma: “Radikal” veya “ideolojik” gibi etiketler, sorgulayan bireyleri marjinalize etmek için kullanılır.

  • Kariyer Riskleri: Kadro atamaları veya terfiler gibi süreçlerde dezavantajlar yaşanabilir.

Ancak Parker ve Gale (2014), habitus’un değişim potansiyeli taşıdığını ve bireylerin eleştirel duruşla bu riskleri aşabileceğini belirtir. Thomas Kuhn’un (1962) paradigmatik devrimler teorisi, bilimsel ilerlemenin mevcut mirasa karşı çıkanların cesaretiyle gerçekleştiğini gösterir. Feminist ve post-kolonyal çalışmalar, bu tür bir reddiyenin yeni epistemik alanlar yaratma potansiyelini örnekler. Freire’nin (1970) eleştirel pedagojisi, reddiyenin yalnızca entelektüel değil, aynı zamanda toplumsal adalet için etik bir sorumluluk olduğunu vurgular.

4. Eleştirel Sahiplenme: Mirası Dönüştürmek ve Yeni Diyalektik Sentezler

Reddi miras, mutlak bir inkâr değil; eleştirel bir sahiplenmedir. Geçmişin sadece başarılarını değil, yanılgılarını da görebilmek, akademik olgunluğun göstergesidir.

Bu noktada Gramsci’nin kavramsallaştırdığı “eleştirel entelektüel” tipi devreye girer:

“Halktan kopmayan, teoriyi halkla buluşturan, sistemin içindeyken ona dışarıdan bakabilen kişi” (Gramsci, 1971, s. 10).

Bu bağlamda, eleştirel sahiplenme, hem bilimsel sorumluluğun hem de etik duruşun gereğidir.

Reddiye, mirası mutlak bir inkâr değil, eleştirel bir sahiplenme ve yeniden inşa sürecidir. Gramsci’nin (1971) “organik entelektüel” kavramı, mirası adil bir gelecek için dönüştüren bireyleri tanımlar. Haraway’in (1988) “yerleşik bilgi” yaklaşımı, farklı perspektiflerin bir araya gelerek kapsayıcı epistemolojiler yaratabileceğini savunur. Pratik düzeyde, açık erişim yayıncılık, jargonun azaltılması ve diyalog temelli pedagojik yöntemler, bilginin demokratikleşmesine katkıda bulunur (Freire, 1970). Parker ve Gale (2014), bireylerin habitus’u eleştirel refleksiviteyle yeniden şekillendirebileceğini ve böylece daha dönüştürücü bir akademik pratik yaratabileceğini öne sürer. Örneğin, kapsayıcı pedagojik yöntemler, öğrencilerin eleştirel düşünme kapasitesini güçlendirerek sessizlik mirasını kırabilir.

Sonuç

Akademik miras, hem rehber hem engel olabilir. Körü körüne sadakat düşünsel durağanlık, tümden inkâr ise temelsizlik üretir. Gerçek dönüşüm, diyalektik bir sahiplenme ile mümkündür. Reddiye, yalnızca bireysel cesaretin değil; kolektif bir etik sorumluluğun ürünüdür.

Gelecek, bu mirası yeniden yazacakların ellerindedir. Sessizliğin yerini söylem; konformizmin yerini eleştiri; elitizmin yerini kamusal sorumluluk almalıdır. Çünkü bazı miraslar yıkılmaz, dönüştürülür. Tıpkı tohum gibi: toprağa düşmeden önce parçalanır, sonra filiz verir.

Akademik miras, hem entelektüel gelişimin temeli hem de dönüşümün önünde bir engeldir. Körü körüne sahiplenme durağanlığa, düşüncesizce reddetme ise temelsiz kopuşlara yol açar. Parker ve Gale’in (2014) habitus eleştirisi, mirasın statik bir yapı olmaktan çıkıp eleştirel refleksiviteyle dönüştürülebileceğini gösterir. Reddiye, bireysel cesaret ve kolektif etik sorumlulukla akademik diyalektiği açar. Akademi, normlarını, paradigmalarını ve güç ilişkilerini sorgulayanların cesaretiyle canlı kalır. Statükoyu yıkarak daha kapsayıcı, adil yapılar ve açık bir tartışma kültürü inşa etmek, mirası geleceğe tohum olarak ekmek anlamına gelir. Bu diyalektik süreç, akademik bilginin canlılığını ve toplumsal relevansını garanti altına alır.

Kaynakça
Becher, T., & Trowler, P. R. (2001). Academic tribes and territories: Intellectual enquiry and the culture of disciplines (2nd ed.). Open University Press.

Bourdieu, P. (1984). Distinction: A social critique of the judgement of taste. Harvard University Press.

Bourdieu, P. (1990). The logic of practice. Stanford University Press.

Burawoy, M. (2011). Redefining the public university: Globalization and knowledge production. Berkeley Journal of Sociology, 55, 1–27.

Collins, P. H. (2000). Black feminist thought: Knowledge, consciousness, and the politics of empowerment (2nd ed.). Routledge.

Foucault, M. (1980). Power/knowledge: Selected interviews and other writings, 1972–1977. Pantheon Books.

Freire, P. (1970). Pedagogy of the oppressed. Herder and Herder.

Gramsci, A. (1971). Selections from the prison notebooks. International Publishers.

Haraway, D. J. (1988). Situated knowledges: The science question in feminism and the privilege of partial perspective. Feminist Studies, 14(3), 575–599. https://doi.org/10.2307/3178066

Harding, S. (1991). Whose science? Whose knowledge? Thinking from women’s lives. Cornell University Press.

Kuhn, T. S. (1962). The structure of scientific revolutions. University of Chicago Press.

Parker, S., & Gale, T. (2014). Navigating change: A typology of student transition in higher education. Studies in Higher Education, 39(5), 734–753. https://doi.org/10.1080/03075079.2012.721351

Slaughter, S., & Rhoades, G. (2004). Academic capitalism and the new economy: Markets, state, and higher education. Johns Hopkins University Press.

BU MAKALEYİ İLK OYLAYAN SİZ OLUN! Makaleyi oylamak için oturum açınız.

Prof. Dr. Orhan Elmacı

Tweet

21 Haziran 2025 - 125 defa görüntülendi

Geri
DPU

T.C. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi

DPUPortal Platformu

DPUPortal Nedir?

DPUPortal, Üniversitemiz ailesine mensup akademik ve idari tüm personelimizin kişisel bilgilerinin yer aldığı bir sistemidir.

Ayrıca değerli akademisyenlerimizin alanları ile ilgili güncel akademik yazılarına ulaşabileceğiniz önemli bir akademik kaynaktır.

Hızlı Erişimler

  • Kütahya Dumlupınar Üniversitesi
  • Merkez Kütüphane
  • Öğrenci Bilgi Sistemi
  • Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı
  • Bilgi İşlem Daire Başkanlığı

Uygulamalar

DPUMobil uygulamasını telefonunuza kurarak üniversitemiz hakkındaki herşeye cep telefonunuzdan ulaşabilirsiniz.

AppStore Android
© 2024 T.C. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi - Dijital Dönüşüm ve Yazılım Ofisi Koordinatörlüğü , Tüm hakları saklıdır.
  • Kullanım Koşulları