“Küresel Güçlere/küresel Oyun Kuruculara Karşı Tek Bayrak, Tek Millet, Tek Vatan, Tek Devlet”
Türk milletinin tarihinin binlerce yıllık geçmişe dayandığını, sadece Cumhurbaşkanlığı Forsu’nda temsil edilen 16 Türk devletinin 2 bin 200 yılı aşkın bir geçmişe sahip olduğunu belirterek, Türk devletlerinin Avrupa’dan Rusya’ya ve Orta Asya’ya, Moğolistan’a, Çin’e, Hindistan’a, Pakistan’a, Afganistan’a, İran’a, Ortadoğu’ya, Kuzey Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada hüküm sürdüğünü kaydetti.
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenindeki açılış konuşmasından önemli satırbaşları birlikte okuyalım: : "Gazi Mustafa Kemal’in, bir asır önce bugün Samsun’a herhangi bir kişi olarak değil Osmanlı’nın en parlak, en gelecek vadeden subaylarından biri olarak ayak bastığını vurgulayarak, “Bizim geleneğimizde devletin ismi ve yöneticileri değişir ama ona ebet müddetlik vasfı veren anlayış hep baki kalır. Devleti ebet müddet milletin bizatihi kendisidir. Dolayısıyla aslında ismi, bayrağı, coğrafyası değişmiş olsa da bizim devletimiz hep tektir. Cumhurbaşkanlığı Forsu, işte bu kadim tek devlet anlayışının remzidir” https://bit.ly/2JBjmef
'Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet' sloganı, son dönemde birliğimizin ve bütünlüğümüzün teminatıdır. . Bu veciz ifade, mevcut anayasamızın aynen muhafaza edilmesi gereken 3. maddesindeki, 'Türkiye Devleti, ülkesiyle ve milletiyle bölünmez bir bütündür' ibaresinin değişik şekilde ilân edilmesidir.
Tarihte 16'sı büyük, 113 devlet kurmuş, sadece bu coğrafyada bin yıldan fazla bir zamandan beri egemen devletler kuran Türk Milleti'ne, Türkiye Cumhuriyeti Devleti lâyık görülmemiş; bazen 'Osmanlı' gibi bir üst kimlik icat edilmeye çalışılırken, bazen de 'Türkiyelilik' şeklinde uydurma kimlikler ortaya atılmıştır. Bazı hainler 'Anadolu Cumhuriyeti' gibi yeni devlet isimleri uydurmuşlardır.
'Türkiye' kelimesinin anlamı : 'Türkiye. 1. Türklerin ülkesi, Türkili, Türkistan. 2. Türkiye devletinin ülkesi, Anadolu ve Trakya'dan meydana gelen ülke. 3. Osmanlı ülkesi'.
Türk Dil Kurumu'nun (TDK) 'Türkçe Sözlük' isimli eserde ise, 1924 ve 1982 Anayasalarına uygun, daha kapsayıcı bir tanımlama yapılmış ve 'Türk' kelimesi dar ve geniş anlamda iki şekilde açıklanmıştır: 'Türk. 1. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan halk ve bu halktan olan kimse. 2. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan, Türkçenin değişik lehçelerini konuşan soy ve bu soydan olan kimse'. Doğan'ın 'Türk' tanımının üçüncü anlamı da 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı'dır.
Türkiye'de yaşayan bütün insanlar bizim milletimizi meydana getirir. 'Tek Millet' olan 'Türk Milleti', bir etnik aidiyeti değil siyasî kimliğimizi ifade eder. Türk Milletine mensup her fert, etnik kimliği, dini, mezhebi ne olursa olsun 'Türk Vatandaşı'dır. 'Tek Bayrak' 'Türk Bayrağı'dır; 'Tek Vatan', Türk Milleti'nin yaşadığı coğrafya olan 'Türkiye'dir. 'Tek Devlet' de 'Türk Devleti', yani 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir.
Türkiye, ilelebet pâyidar olacaktır ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ismini değiştirmeye hiçbir küresel güç muvaffak olamayacaktır.
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk kez 10. Yıl Nutkunda söylediği gibi;
"Ne mutlu Türküm diyene!..."
Sağlıcakla kalın...
Yüreğinizdeki sevgi daim olsun!
Yüreği
"Berkehan ve Bilgehan Deniz" kadar temiz tüm insanların,
günleri hep aydınlık olsun!
-------------------
Not::1
Gagavuz Türk‘ü, Hıristiyan’dır. Yunanistan’daki Karaman Türk’ü de, Hıristiyan’dır...
Karaim ya da Hazar Türk’ü, Yahudi‘dir…
Altaylar, Tengrici’dir...
Saha-Yakut Türkleri Şaman‘dır...
Uygur Türk‘ünün kimi Budist’tir...
Azerbaycan Türk’ü ya da İran’ın Azeri Türk’ü Şii‘dir...
Anadolu Türkmen‘i Alevi’dir...
Dünyada ilk “Türk Derneği”, Macaristan-Budapeşte’de 1908 yılında açıldı.
Üniversitelerde ilk Türkoloji kürsüsü 1870 yılında Budapeşte’de kuruldu...
Macar Türklerini bilir misin?...
Turan fikrinin nereden doğduğunu sanıyorsun?...
Bugün...
Gabor Vona‘yı da bileceksin!...
Hâlâ Necip Fazıl mı okuyorsun?...
Oysa Attila Jozsef‘i okumalısın!...
Hadi Yusuf Akçura’yı, Sultan Galiyev’i bildiğini düşüneyim; Turar Rıskulov‘u ya da Ethem Nejat‘ı bilir misin?...
Sahiden “sağ” nedir, “sol” nedir hiç kafa yordunuz mu?...
Tarihindeki Türk milliyetçi hareketler sömürgeciliğe karşı çıkarken, senin neoliberalizme/ vahşi kapatilizme karşı neden hiç sesin çıkmıyor?...
Evet sen kardeşim!...
Bak sana bir Türk efsanesini hatırlatayım...
Cengiz Aytmatov’u bilirsin. Kırgız Türk’ü...
Türk birliğinin yılmaz savunucusu. Dünya edebiyatına armağan ettiğimiz Lenin ödüllü usta bir kalem...
1980 yılında yazdığı bir romanı var: “Gün Olur Asra Bedel”.
Okudun mu?...
Kişinin, öz köküne yabancılaşmasını anlatır. Bunu Türk “Mankurt Efsanesi”ne dayandırır.
Efsaneyi birlikte okuyalım:
Juan-Juan adlı barbar bir toplum, tutsak ettiği kişileri işe yarar köleler haline getirmek için belleklerini silerek “mankurt” haline getirirmiş !...
Bir insanı “mankurt” yapmak istediklerinde bak ne yaparlar:
- Tutsak kişinin saçları iyice kazınır,
- Kafasına devenin boyun derisi gerdirilerek geçirilir,
- Tutsak başını yerlere vurmasın diye bir kütüğe bağlanır,
- Yürek parçalayan çığlıkları duyulmasın diye elleri ayakları bağlı olarak ıssız bir yerde sıcak güneş altında dört beş gün aç susuz bırakılır,
- Sıcağın etkisiyle deve derisi büzülür ve bir mengene gibi kafayı sıkıştırır,
- Deve derisinin artık kafa derisiyle bütünleşmeye başlamasıyla kazınan saçlar yeniden uzamaya başlar,
- Fakat, deri kafaya o kadar yapışır ki, zaten sert olan deve derisi sıcağın etkisiyle iyice sertleşir ve uzayan saçlar deriyi delip uzamasına devam edemez,
- Bu nedenle saçlar kafanın dışı yönünde değil, içine doğru uzamaya başlar,
- Sıcaktan büzüşen deve derisinin kafatasına yaptığı baskı ve kafanın içinde ters yönde uzayan saçların kafatasını delip, beyne doğru ilerlemesiyle tutsak kişi büyük acılar çeker,
- Beşinci günün sonunda tutsakların çoğu ölür,
- Sağ kalan tutsak ise zamanla kendine gelir; yiyip içerek gücünü toparlar.
- Ama o artık bir insan değildir; ölünceye kadar geçmişini hatırlamayan “mankurt” olmuştur.
Artık hafızası yoktur...
Kim olduğunu, hangi soydan geldiğini, anasını, babasını ve çocukluğunu bilmez hale gelir.
Artık düşünemez...
İnsan olduğunun farkında değildir. Ağzı vardır, dili yoktur. Kaçmayı dahi düşünmeyen,
hiçbir tehlike arz etmeyen bir köledir sadece. Bilinci, benliği olmadığı için, sadece efendisine boyun eğen bir köle...
Evet... Mankurt, için önemli olan tek şey efendisinin emirlerini yerine getirmektir...
Akıl yoksunluğunu ifade eden “mankurtlaşma” artık bir kavram olarak kullanılmaktadır...
Anadolu’da “mankafa” derler !...
Kimbilir... Belki de Cengiz Aytmatov “Bozkurtları” uyarmak istemektedir...
Anlayana...
Bilmeyenler için :
Türk tarihinde ‘Bozkurt’ bir semboldür, idoldür. Öyle sadece bir partinin, grubun sembolü değildir. Biz çöl takımından değiliz, steplerden gelen bir milletiz. O yüzden kurt bizim için mühim ve manalı bir semboldür. Ecnebiler de Atatürk’e ‘Mavi gözlü Bozkurt’ diye hitap ederlerdi .
Bu minvalde bir kelam daha ekleyeyim :
"Tarihte Atatürk'e düşman olup da Türk'e dost olan çıkmamıştır! Atatürk, Türk Milletinin mavi gözlü bozkurtudur."