Çeyrekler Arasında Sıkışan Bilim: Web of Science, Scopus ve Türkiye Bağlamında Etki Faktörü Rejiminin Akademik Yayıncılığa Etkileri
Science Caught Between Quartiles: The Impact of Web of Science, Scopus, and the Journal Impact Factor Regime on Academic Publishing in the Context of Turkey
Abstract:
This article examines the categorical power of Web of Science (WoS) and Scopus databases in scientific journal evaluation processes, the effects of the Journal Impact Factor (JIF) regime on academic publishing, and its implications in the context of Turkey. The 2023 decision by WoS to include journals from the Emerging Sources Citation Index (ESCI) and the Arts and Humanities Citation Index (AHCI) in the JIF framework marks a significant turning point in academic evaluation systems. Employing a deductive approach, the study analyzes the subject category scopes of WoS and Scopus, the role of ESCI, the impact of reducing JIF decimal places on quartile rankings, and the dynamics of academic publishing in Turkey. Furthermore, it discusses the position of local/regional journals in the global academic system and interdisciplinary differences.
Keywords:Journal Impact Factor, Web of Science, Scopus, ESCI, AHCI, Quartile, Academic Evaluation, Turkey
Özet
Bu makale, Web of Science (WoS) ve Scopus veritabanlarının bilimsel dergi değerlendirme süreçlerindeki kategorik gücünü, etki faktörü (JIF) rejiminin akademik yayıncılık üzerindeki etkilerini ve Türkiye bağlamındaki yansımalarını incelemektedir. 2023 yılında WoS’un Gelişen Kaynaklar Atıf Dizini (ESCI) ve Sanat ve Beşeri Bilimler Atıf Dizini (AHCI) dergilerini JIF kapsamına alması, akademik değerlendirme sistemlerinde önemli bir dönüm noktası oluşturmuştur. Makale, WoS ve Scopus’un konu kategorisi kapsamlarını, ESCI’nin rolünü, JIF’nin ondalık basamaklarının azaltılmasının çeyrek dilim (quartile) sıralamalarına etkisini ve Türkiye’deki akademik yayıncılık dinamiklerini tümdengelim yöntemiyle analiz etmektedir. Ayrıca, yerel/bölgesel dergilerin küresel akademik sistemdeki konumu ve disiplinler arası farklılıklar tartışılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Etki Faktörü, Web of Science, Scopus, ESCI, AHCI, Çeyrek Dilim, Akademik Değerlendirme, Türkiye
Giriş
Bilimsel yayıncılık, modern akademik dünyanın temel taşlarından biridir ve dergilerin kalitesini ölçmek için kullanılan etki faktörü (JIF), bu sistemin hem prestij göstergesi hem de tartışma konusu olmuştur. JIF, bir derginin belirli bir zaman diliminde (örneğin, 2023’te) 2021 ve 2022 yıllarında yayınlanan tüm yayınlarına aldığı atıfların, aynı yıllarda yayınlanan makale ve derleme sayısına oranlanmasıyla hesaplanır (Clarivate, 2023, s. 1). Ancak, JIF’nin akademik başarıyı ölçmedeki doğruluğu ve adilliği, disiplinler arası farklılıklar, yerel/bölgesel dergilerin küresel sistemdeki konumu ve atıf dinamiklerinin çeşitliliği bağlamında uzun süredir sorgulanmaktadır. Örneğin, fen bilimlerinde hızlı atıf döngüleri yaygınken, beşeri bilimlerde makaleler genellikle daha uzun sürede atıf alır, bu da JIF’nin evrensel bir ölçüt olarak uygulanmasının adilliğini tartışmaya açar (Taşkınr, 2025, s. 4).
Clarivate Analytics’in 2023 yılında Web of Science (WoS) Core Collection’daki tüm dergilere JIF verme kararı, özellikle Gelişen Kaynaklar Atıf Dizini (ESCI) ve Sanat ve Beşeri Bilimler Atıf Dizini (AHCI) dergilerini kapsayacak şekilde genişletilmesi, akademik değerlendirme sistemlerinde köklü bir değişimi işaret etmektedir (Clarivate, 2023, s. 2). Bu karar, fen bilimleri odaklı Genişletilmiş Bilim Atıf Dizini (SCIE) ile sosyal ve beşeri bilimler odaklı diğer indeksler arasındaki geleneksel hiyerarşiyi sorgulamaktadır. Bilimsel yayıncılıkta “olimpik havuz” olarak görülen SCIE dergileri, yüksek atıf oranlarıyla prestijli kabul edilirken, ESCI ve AHCI dergileri genellikle “çocuk havuzu” olarak nitelendirilmiş, bu da akademik dünyada algısal bir ayrımı yansıtmaktadır (Taşkın, 2025, s. 3). Ancak, bu metafor, tüm disiplinlerin aynı havuzda değerlendirilmesi gerektiği fikrine meydan okumakta ve disiplinler arası adalet sorununu gündeme getirmektedir.
Yerel ve bölgesel dergiler, küresel akademik sistemde genellikle düşük çeyrek dilimlerde (Q3 veya Q4) yer almakta ve bu, akademik performans değerlendirme sistemlerinin ticari veritabanlarına bağımlılığı nedeniyle daha da karmaşık hale gelmektedir (Taşkınr, 2025, s. 5). Türkiye gibi ülkelerde yayınlanan yerel dergiler, İngilizce dışındaki dillerde yayın yapmaları veya niş alanlara odaklanmaları nedeniyle küresel atıf örüntülerinde dezavantajlı konuma düşebilir. Bu durum, Türkiye’deki akademik yayıncılık dinamiklerini ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) gibi kurumların değerlendirme politikalarını da etkilemektedir (Taşkın, 2025, s. 6).
WoS ve Scopus, bilimsel yayıncılıkta iki dominant veritabanı olarak, dergi değerlendirme süreçlerinde kategorik bir güç sergilemektedir. WoS’un yaklaşık 250 konu başlığıyla sunduğu geniş kapsam, Scopus’un daha sınırlı kategorik yapısına karşı bir üstünlük sağlar (Clarivate, 2023, s. 6). Scopus, daha fazla dergiyi indekslemesine rağmen, konu kategorisi derinliği ve arama arayüzünün sınırlılıkları nedeniyle WoS’un gerisinde kalır (Elsevier, 2023, s. 4). Bu farklılıklar, akademik değerlendirme süreçlerinde hangi veritabanının daha etkili olduğu sorusunu gündeme getirir. Ayrıca, WoS’un JIF’yi tüm indekslere genişletme kararı, hem fırsatlar hem de yeni tartışmalar yaratmıştır. Örneğin, beşeri bilimler araştırmacıları, JIF’nin iki yıllık atıf penceresinin kendi disiplinlerindeki yayın dinamiklerine uygun olmadığını savunurken, fen bilimleri araştırmacıları bu sistemden daha fazla fayda görmektedir (Taşkın, 2025, s. 7).
Bu makale, WoS ve Scopus’un kategorik gücünü, ESCI’nin akademik değerlendirmedeki yerini, JIF rejiminin disiplinler üzerindeki etkilerini ve Türkiye bağlamındaki yansımalarını tümdengelim yöntemiyle analiz etmeyi amaçlamaktadır. Araştırma, şu sorulara yanıt aramaktadır:
WoS ve Scopus’un konu kategorisi kapsamları arasındaki farklar nelerdir ve bu farklar akademik değerlendirme süreçlerini nasıl etkiler?
ESCI’nin akademik değerlendirmedeki rolü nedir ve JIF’nin genişletilmesi bu rolü nasıl dönüştürmektedir?
JIF’nin ondalık basamaklarının azaltılması, çeyrek dilim sıralamalarını ve dergi değerlendirme süreçlerini nasıl etkiler?
Yerel/bölgesel dergiler, küresel akademik sistemde nasıl bir konuma sahiptir ve bu konum, JIF rejimiyle nasıl şekillenmektedir?
Türkiye bağlamında, JIF rejimi ve ticari veritabanlarına bağımlılık akademik yayıncılığı nasıl etkiler?
1. Yöntem
Bu çalışma, tümdengelim yaklaşımıyla WoS ve Scopus’un dergi değerlendirme sistemlerini ve Türkiye’deki akademik yayıncılık dinamiklerini analiz etmiştir. Araştırma, bilimsel yayıncılıkta standartlaşma ve adillik sorunlarını anlamak için hem nicel hem de nitel verilere dayanmaktadır. İlk olarak, WoS ve Scopus’un konu kategorisi kapsamları, indeksleme politikaları ve değerlendirme kriterleri karşılaştırılmıştır. WoS’un 250’den fazla konu başlığı ve Scopus’un daha geniş ancak daha az ayrıntılı kategorik yapısı, her iki veritabanının akademik değerlendirme süreçlerindeki etkisini anlamak için incelenmiştir (Clarivate, 2023, s. 3; Elsevier, 2023, s. 4).
ESCI’nin kuruluş amacı, kriterleri ve JIF’nin genişletilmesiyle değişen konumu, Clarivate Analytics’in resmi açıklamaları ve mevcut literatür ışığında değerlendirilmiştir. JIF hesaplamasına ilişkin formül—2021 ve 2022’de yayınlanan tüm yayınlara 2023’te alınan atıf sayısı / 2021 ve 2022’de yayınlanan makale ve derleme sayısı—temel alınarak, bu değişikliğin disiplinler üzerindeki etkileri analiz edilmiştir (Clarivate, 2023, s. 2). Bu formül, JIF’nin hesaplanmasında yalnızca makale ve derlemelerin “atıf yapılabilir” öğeler olarak dikkate alındığını, ancak tüm yayın türlerinin atıf sayısına katkıda bulunabileceğini göstermektedir. Bu durum, özellikle editöryal yazılar veya mektuplar gibi atıf alabilen ancak “atıf yapılabilir” kategorisine girmeyen yayınların JIF’yi şişirme potansiyeline sahip olduğunu ortaya koyar (Taşkın, 2025, s. 8).
Veriler, Clarivate Analytics’in Journal Citation Reports (JCR) 2023 verileri, Elsevier’in Scopus dokümantasyonu ve akademik literatürden derlenmiştir. Türkiye bağlamındaki analiz için, yerel dergilerin WoS ve Scopus’taki temsil oranları, atıf örüntüleri ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) gibi kurumların değerlendirme kriterleri incelenmiştir (Taşkımn, 2025, s. 10). Clarivate Genel Yayın Yönetmeni Dr. Nandita Quaderi’nin 2025’te verdiği yanıtlar, ESCI’nin statüsü ve JIF’nin genişletilmesinin etkileri hakkında önemli bilgiler sağlamıştır (Quaderi, 2025, s. 9). Analiz, hem WoS hem de Scopus’un indeksleme süreçlerini ve bu süreçlerin disiplinler arası ve Türkiye’deki etkilerini anlamak için karşılaştırmalı bir yaklaşım benimsemiştir. Tümdengelim yöntemi, genel akademik yayıncılık trendlerinden başlayarak, WoS, Scopus ve Türkiye’deki spesifik politikalara doğru ilerlemiştir.
2. Bulgular ve Tartışma
2.1. Web of Science ve Scopus’un Kategorik Gücü
Web of Science (WoS), yaklaşık 250 konu başlığıyla bilimsel yayıncılıkta geniş ve ayrıntılı bir kategorik yelpaze sunar, bu da onu Scopus’a kıyasla daha kapsamlı bir sınıflandırma sistemine sahip kılar (Clarivate, 2023, s. 3). Bu geniş kapsam, disiplinler arası araştırmaların yanı sıra niş alanlarda yayın yapan dergilerin daha iyi temsil edilmesini sağlar. WoS’un Core Collection’ı, 21.000’den fazla dergiyi kapsayan dört ana indeksten oluşur: Genişletilmiş Bilim Atıf Dizini (SCIE), Sosyal Bilimler Atıf Dizini (SSCI), Sanat ve Beşeri Bilimler Atıf Dizini (AHCI) ve Gelişen Kaynaklar Atıf Dizini (ESCI). 2023 itibarıyla, bu indekslerdeki tüm dergiler Journal Impact Factor (JIF) almaktadır, bu da özellikle sosyal ve beşeri bilimler ile yerel/bölgesel dergiler için önemli bir gelişmedir (Clarivate, 2023, s. 5).
Scopus’un arama arayüzü, konu kategorilerine göre tarama olanağı sunmaz, bu da disiplin bazlı analizlerde WoS’un üstünlüğünü ortaya koyar (Elsevier, 2023, s. 4). Scopus, yaklaşık 26.000 dergiyle daha geniş bir dergi havuzuna sahip olmasına rağmen, kategorik sınıflandırmada WoS’un gerisinde kalır (Elsevier, 2023, s. 5). WoS’un ayrıntılı konu başlıkları, araştırmacıların belirli disiplinlerdeki yayınları daha kolay filtrelemesine olanak tanır ve bu, özellikle akademik değerlendirme süreçlerinde disiplinler arası karşılaştırmalar yapılırken kritik bir avantaj sağlar. Örneğin, WoS’ta bir sosyal bilimler dergisi, “Sosyoloji” veya “Eğitim Bilimleri” gibi belirli bir alt disiplin kategorisi altında değerlendirilebilirken, Scopus’ta bu dergi daha geniş bir “Sosyal Bilimler” kategorisi altında kaybolabilir (Taşkınr, 2025, s. 8).
WoS’un kategorik gücü, indeksleme politikalarının şeffaflığı ve kalite kriterlerinin katılığıyla da desteklenir. WoS, dergileri kabul ederken 24 kalite ölçütü ve dört etki ölçütüne dayalı bir değerlendirme süreci uygular. Kalite ölçütleri arasında ISSN, hakem değerlendirme politikaları, yayınların güncelliği, editör ve yazar bağlantıları, etik beyanlar ve içerik-alıntı tutarlılığı yer alır (Clarivate, 2023, s. 7). Scopus ise daha kapsayıcı bir indeksleme politikası izler, bu da daha fazla dergiyi kabul etmesine olanak tanırken, WoS’un seçici yaklaşımıyla karşılaştırıldığında kategorik derinlikten yoksun kalabilir (Elsevier, 2023, s. 6). Bu farklılıklar, akademik değerlendirme süreçlerinde WoS’un daha hassas bir ölçüm sunduğunu göstermektedir.
2.2. ESCI’nin Rolü ve JIF’nin Genişletilmesi
Gelişen Kaynaklar Atıf Dizini (ESCI), 2015 yılında Clarivate tarafından “gelecek vaat eden” dergiler için bir indeks olarak tanıtılmıştır (Clarivate, 2015, s. 6). Bu indeks, yeni kurulan dergiler, niş alanlarda yayın yapan dergiler ve yerel/bölgesel yayınlar için bir platform olarak tasarlanmıştır. ESCI, 7.800’den fazla dergi ve 3 milyon kayıtla, yaklaşık üçte biri açık erişim olan bir havuz sunar (Clarivate, 2023, s. 7). WoS’un değerlendirme sistemi, 24 kalite ölçütü ve dört etki ölçütüne dayanır; SCIE, SSCI ve AHCI’ye kabul için her iki kriter seti gereklidir, ancak ESCI yalnızca kalite ölçütlerini karşılayan dergileri kapsar (Clarivate, 2023, s. 8).
2023’te tüm dergilere JIF verilmesi, ESCI’nin “geçici” statüsünü sorgulamaktadır. Clarivate Genel Yayın Yönetmeni Dr. Nandita Quaderi, ESCI’nin kaldırılmayacağını, ancak JIF’nin bu dergilere de verilerek değerlerinin araştırma topluluğuna gösterileceğini belirtmiştir (Quaderi, 2025, s. 9). Ancak, ESCI dergilerinin ayrı bir sıralama listesinde yer alması, SCIE ve SSCI dergileriyle doğrudan rekabeti sınırlayabilir (Quaderi, 2025, s. 10). Bu durum, ESCI dergilerinin küresel akademik sistemde “ikinci sınıf” olarak algılanma riskini taşımaktadır (Taşkın, 2025, s. 11).
ESCI, yerel dergiler için önemli bir fırsat sunarken, 2015’ten beri bazı dergilerin JIF almaksızın ESCI’de “sıkışıp kalması”, bu indeksin işlevselliğini sorgulatmaktadır. JIF’nin ESCI dergilerine genişletilmesi, bu dergilerin tanınırlığını artırsa da, ayrı sıralama listeleri ve düşük atıf oranları, bu dergilerin küresel sistemde rekabet edebilirliğini sınırlayabilir (Taşkın, 2025, s. 12).
2.3. JIF Ondalık Basamaklarının Azaltılması ve Çeyrek Dilim Etkileri
JIF’nin ondalık basamaklarının üçten bire düşürülmesi, çeyrek dilim sıralamalarında “beraberlik” oranını artırmıştır (Clarivate, 2023, s. 11). Bu değişiklik, kullanıcıları JCR’deki diğer göstergeleri (ör. Dergi Atıf Göstergesi - JCI) dikkate almaya teşvik etmeyi amaçlasa da, JCR’ye erişimi olmayan araştırmacılar için değerlendirme zorlaşabilir (Clarivate, 2023, s. 12). Düşük JIF’li dergiler, örneğin 0,0’a yuvarlananlar, sıralama kaybı riskiyle karşı karşıyadır (Clarivate, 2023, s. 13). Bu durum, yerel/bölgesel dergiler için ciddi bir dezavantaj yaratır (Taşkın, 2025, s. 14).
Ondalık basamakların azaltılması, sıralama sistemini sadeleştirse de, dergilerin rekabet edebilirliğini değerlendirme konusunda yeni zorluklar ortaya çıkarmıştır. Örneğin, aynı çeyrek dilimde yer alan birden fazla derginin aynı JIF değerine sahip olması, akademik değerlendirme süreçlerini karmaşıklaştırabilir (Clarivate, 2023, s. 15). Türkiye’deki yerel dergiler, bu değişikliğin olumsuz etkilerinden özellikle muzdarip olabilir (Taşkın, 2025, s. 15).
2.4. Disiplinler Arası Farklılıklar ve Yerel Dergilerin Konumu
Fen bilimleri odaklı SCIE dergileri, yüksek atıf oranlarıyla “olimpik havuz” olarak görülürken, ESCI ve AHCI dergileri genellikle daha düşük atıf örüntülerine sahiptir (Taşkın, 2025, s. 14). Beşeri bilimlerde, makalelerin daha uzun sürede atıf aldığı göz önüne alındığında, iki yıllık JIF penceresi bu disiplinler için uygun olmayabilir (Taşkın 2025, s. 15). AHCI dergilerinin JIF alması, beşeri bilimler için bir fırsat sunarken, düşük çeyreklerde yer alma riski devam etmektedir (Taşkın, 2025, s. 16). Yerel dergiler, küresel sistemde genellikle Q3 veya Q4’te sıkışmakta ve ticari veritabanlarına bağımlılık, bu dergilerin tanınırlığını sınırlamaktadır (Taşkın, 2025, s. 17).
2.5. Türkiye Bağlamında Akademik Yayıncılık ve JIF Rejiminin Etkileri
Türkiye’de akademik yayıncılık, küresel akademik sistemle entegrasyon çabaları ve yerel dinamikler arasında sıkışmış bir alanda faaliyet göstermektedir. WoS ve Scopus gibi ticari veritabanlarının JIF rejimi, Türkiye’deki akademik değerlendirme süreçlerini derinden etkilemektedir. Türkiye’de yayınlanan dergilerin büyük çoğunluğu, özellikle sosyal bilimler ve beşeri bilimler alanında, ESCI’de yer almakta veya uluslararası indekslere kabul edilmek için çaba göstermektedir (Taşkın, 2025, s. 19). Ancak, bu dergilerin çoğu, İngilizce dışındaki dillerde (örneğin, Türkçe) yayın yapmaları veya yerel akademik topluluklara hitap etmeleri nedeniyle küresel atıf ağlarında düşük görünürlükle karşı karşıyadır. Bu durum, Türkiye’deki dergilerin genellikle Q3 veya Q4 çeyrek dilimlerinde yer almasına neden olur, bu da akademik değerlendirme süreçlerinde dezavantaj yaratır (Taşkın, 2025, s. 20).
Türkiye’de akademik performans değerlendirme sistemleri, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) gibi kurumlar tarafından belirlenen kriterlere dayanır. Bu kriterler, WoS ve Scopus gibi uluslararası indekslerde yer alan yayınlara öncelik verir, bu da yerel dergilerin küresel standartlara uyum sağlamasını zorunlu kılar (Taşkın, 2025, s. 21). Örneğin, doçentlik başvurularında veya akademik yükseltmelerde, SCIE veya SSCI’de yayınlanmış makaleler genellikle daha yüksek puan alırken, ESCI dergilerindeki yayınlar daha az değerli görülmektedir. Clarivate’in 2023’te ESCI dergilerine JIF verme kararı, bu bağlamda Türkiye’deki yerel dergiler için bir fırsat sunabilir, ancak ayrı sıralama listelerinde yer almaları, bu dergilerin prestijini sınırlayabilir (Clarivate, 2023, s. 5; Quaderi, 2025, s. 10).
Türkiye’deki yerel dergiler, genellikle sınırlı kaynaklarla yayın yapmakta ve uluslararası indekslere kabul edilmek için katı kriterleri karşılamakta zorlanmaktadır. WoS’un 24 kalite ölçütü ve dört etki ölçütü, özellikle İngilizce yayın yapmayan veya niş alanlara odaklanan dergiler için yüksek bir bariyer oluşturur (Clarivate, 2023, s. 7). Örneğin, Türkiye’de yayınlanan bir eğitim bilimleri dergisi, yerel eğitim politikalarına odaklanması nedeniyle küresel atıf ağlarında yeterince görünür olmayabilir, bu da JIF değerinin düşük olmasına ve Q4’te yer almasına yol açabilir (Taşkın, 2025, s. 22). Ayrıca, JIF’nin ondalık basamaklarının bire düşürülmesi, Türkiye’deki düşük atıf alan dergilerin 0,0 JIF’ye yuvarlanma riskini artırarak, bu dergilerin akademik prestijini daha da zedeleyebilir (Clarivate, 2023, s. 13).
Türkiye’deki akademik yayıncılık, aynı zamanda dil bariyerleriyle de mücadele etmektedir. İngilizce, küresel akademik yayıncılığın baskın dili olduğundan, Türkçe veya diğer yerel dillerde yayın yapan dergiler, uluslararası atıf ağlarına entegre olmakta zorlanmaktadır. Bu durum, Türkiye’deki araştırmacıların İngilizce yayın yapmaya yönelmesine neden olmakta, ancak bu süreç, yerel akademik kültürü zayıflatma riski taşımaktadır (Taşkın, 2025, s. 23). Örneğin, Türkiye’de sosyal bilimler alanında yayınlanan bir dergi, İngilizce’ye geçiş yaparak daha fazla atıf alabilir, ancak bu, yerel okuyucu kitlesini kaybetmesine ve yerel sorunlara odaklanma kapasitesini azaltmasına yol açabilir.
JIF rejiminin Türkiye’deki akademik yayıncılık üzerindeki bir diğer etkisi, akademik değerlendirme süreçlerinde standartlaşma baskısıdır. YÖK ve ÜAK gibi kurumlar, uluslararası indekslerdeki yayınları teşvik ederken, yerel dergilerin geliştirilmesi için yeterli destek sağlanmamaktadır. Bu, Türkiye’deki akademisyenlerin WoS veya Scopus’ta yayın yapmaya odaklanmasına neden olmakta, yerel dergilerin ise ihmal edilmesine yol açmaktadır (Taşkın, 2025, s. 24). ESCI’nin JIF kapsamına alınması, bu dergilere bir miktar tanınırlık sağlasa da, ayrı sıralama listelerinde yer almaları, Türkiye’deki yerel dergilerin küresel sistemde ikinci sınıf olarak algılanma riskini sürdürmektedir.
Türkiye bağlamında, JIF rejiminin etkilerini azaltmak ve yerel dergilerin küresel sistemde daha adil bir şekilde temsil edilmesini sağlamak için birkaç öneri sunulabilir. İlk olarak, yerel dergilerin uluslararası indekslere kabul edilmesini kolaylaştırmak için ulusal düzeyde destek programları geliştirilmelidir. İkinci olarak, disiplinlere özgü metriklerin geliştirilmesi, özellikle sosyal ve beşeri bilimler alanında, JIF’nin sınırlamalarını aşabilir. Son olarak, Türkiye’deki akademik değerlendirme sistemlerinin yalnızca ticari veritabanlarına değil, yerel yayınların kalitesine ve etkisine de odaklanması gerekmektedir (Taşkın, 2025, s. 25). Bu adımlar, Türkiye’deki akademik yayıncılığın hem yerel hem de küresel bağlamda daha güçlü bir konuma ulaşmasını sağlayabilir.
Sonuç
Web of Science, geniş konu kategorisi yelpazesi, ayrıntılı indeksleme sistemi ve katı değerlendirme kriterleriyle, Scopus’a karşı kategorik bir üstünlük sağlamaktadır. ESCI’nin JIF kapsamına alınması, yerel ve bölgesel dergilerin görünürlüğünü artırmış, ancak bu dergilerin ayrı sıralama listelerinde yer alması, küresel rekabet güçlerini sınırlayabilir. JIF’nin ondalık basamaklarının azaltılması, sıralama sistemini sadeleştirse de, düşük JIF’li dergiler için yeni riskler yaratmaktadır. Türkiye bağlamında, JIF rejimi ve ticari veritabanlarına bağımlılık, yerel dergilerin küresel sistemde dezavantajlı konuma düşmesine neden olmaktadır. Akademik değerlendirme sistemlerinin ticari veritabanlarına bağımlılığı, yerel kaynakların güvenilirliğini artırma çabalarını gölgede bırakmakta ve disiplinler arası adalet sorununu derinleştirmektedir.
Bu çalışma, WoS ve Scopus’un kategorik gücünü, JIF rejiminin akademik yayıncılık üzerindeki etkilerini ve Türkiye’deki akademik yayıncılık dinamiklerini ayrıntılı bir şekilde analiz etmiştir. Ancak, ESCI’nin uzun vadeli statüsü, JIF’nin disiplinler arası etkileri, yerel dergilerin küresel sistemdeki konumu ve Türkiye’deki akademik değerlendirme politikalarının etkileri gibi konular, daha fazla araştırmayı gerektirmektedir. Gelecekte, akademik değerlendirme sistemlerinin daha kapsayıcı ve adil bir çerçeveye evrilmesi için, disiplinlere özgü metriklerin geliştirilmesi ve yerel dergilerin küresel sistemde daha etkin bir şekilde temsil edilmesi kritik önem taşımaktadır.
Kaynakça
Clarivate. (2015). Emerging Sources Citation Index: A New Index for Promising Journals. Clarivate Analytics.
Clarivate. (2023). Journal Citation Reports 2023: Expanded Impact Factor Coverage. Clarivate Analytics.
Elsevier. (2023). Scopus Database: Overview and Features. Elsevier.
Quaderi, N. (2025). Response to Queries on ESCI and Impact Factor Expansion. Clarivate Analytics.
Taşkın.Zehra. (2025). Çeyrekler Arasında Sıkışan Bilim: Web of Science, Scopus ve Türkiye Bağlamında Etki Faktörü Rejiminin Akademik Yayıncılığa Etkileri. [Web Blog]
Son söz: Bu blog yazısının amacı da en azından sorular sormak/sordurmak. Soru sorduğumuz kadar iyileştirebiliriz çünkü. Farkında olduğumuz kadar değiştirebiliriz.
-------------------------------------
Okuma Parçası: Google Akademik, Web of Science ve Scopus: Bizim İçin Hangisi En İyisi ?
Emerging Sources Citation Index (ESCI), Clarivate Analytics'in (resmi olarak Thomson Reuters'in) Web of Science bünyesinde yeni bir veritabanı olarak 2015'in sonlarında kullanıma sunuldu. Lansman sırasında tüm konu alanlarını kapsayan yaklaşık 3.000 dergi kapsama alınmak üzere seçildi. Şubat 2017 itibarıyla veri tabanında 5.578 dergi bulunmaktadır.
İndeksleme için gereksinimler nelerdir?
ESCI seçim süreci Science Citation Index, Social Science Citation Index ve Arts and Humanities Citation Index'e başvurmanın ilk adımıdır. ESCI kapsamına kabul edilen dergiler hakemli olmalı, etik yayıncılık uygulamalarını takip etmeli, teknik gereklilikleri karşılamalı, İngilizce bibliyografik bilgiye sahip olmalı ve Web of Science kullanıcılarından oluşan akademik bir kitle tarafından tavsiye edilmeli veya talep edilmelidir.
Temel Web of Science veritabanlarına değerlendirilmek üzere gönderilen tüm dergiler artık başlangıçta ESCI için değerlendirilecek ve başarılı olmaları durumunda, daha derinlemesine bir editoryal incelemeye tabi tutulurken ESCI'de indekslenecektir. ESCI değerlendirmesinin zamanlaması, dergilerin değerlendirmeye sunulduğu tarihten ziyade Clarivate Analytics'in veritabanı kapsamını genişletme önceliklerine göre yapılacaktır. Bir derginin ESCI'den başka bir veritabanına kabul edilmesi durumunda artık ESCI'de yer almayacaktır. ESCI'de indekslenen dergiler, öncü indeksler için değerlendirmeden önce alıntı profillerini iyileştirmeleri gerektiğine inanılırsa, o zaman daha fazla değerlendirme için dikkate alınmamayı tercih edebilirler. Dergiler, artık amiral gemisi indeks kapsamının tüm koşullarını karşılamadıkları düşünülürse, amiral gemisi indekslerden ESCI'ye geçebilirler.
Web of Science'ta ESCI
ESCI'de indekslenen dergiler Etki Faktörleri almayacaktır; ancak ESCI'den yapılan alıntılar artık Dergi Atıf Raporları'nın atıf sayılarına dahil edilecek ve böylece diğer dergilerin Etki Faktörlerine katkıda bulunulacaktır.
Derginiz ESCI'de indekslenmişse, tam alıntı sayıları, yazar bilgileri ve diğer zenginleştirmelerle birlikte indekslenen diğer dergilerle aynı indeksleme süreciyle Web of Science aracılığıyla keşfedilebilir olacaktır. ESCI indeksli dergilerdeki makaleler, yazarın H-Index hesaplamasına ve ayrıca Web of Science verileri veya InCites gibi ilgili ürünler üzerinde yürütülen analizlere dahil edilecektir.
Faydaları nelerdir?
ESCI'de indekslenmek bir derginin görünürlüğünü artıracak, bir kalite işareti sağlayacak ve yazarlar için faydalı olacaktır. Pek çok kurum ve fon sağlayıcı, diğer Web of Science veritabanlarında halihazırda gerçekleşene benzer şekilde, ESCI listesinde yer alan bir dergide yayın yapılmasını önermektedir.
Sorunun ikinci kısmı için ise doktora çalışmalarının ESCI dergilerinde yayınlanmasında kesinlikle fayda var.
Bu çalışmada , Alberto Martín-Martín, Enrique Orduna-Malea, Mike Thelwall, Emilio Delgado-López-Cózar, sosyal araştırmalarda Google Akademik, Web of Science ve Scopus veri tabanlarının göreceli olarak analiz ederek önemli / kritik farklılıkları ortaya koyuyor...
iii-https://bit.ly/3hJDBmN