Tüm Bilgi Paylaşımlarım

Dünya Yı Değiştiren Formüller.. Öyle Yazıyor...

  Dünya yı Değiştiren Formüllermiş... Öyle yazıyor... "The 17 equations that changed the course of history" http://read.bi/1esfPEc Matematik ve fizik derslerinde karşılaştığımız zor ve karmaşık görünen denklemlerin hayatımıza bir şekilde etki ettiğini biliyor muydunuz? Bazı denklemler diğerlerine göre hayatımıza etkisi çok daha kapsamlıdır. Bugünkü yazımızda Dünyayı değiştiren 17 denklemin yaşamlarımızı nasıl etkilediğini ve uygulama alanlarını inceleyeceğiz. Temel geometriden fiziksel dünyanın nasıl çalıştığına dair anlayışımıza, internetin ve finansal sistemlerimizin altında yatan teorilere kadar, bu 17 denklem insanlık tarihini değiştirdi. Hadi o zaman dünya tarihindeki en önemli denklemleri ve anlamlarını incelemeye başlayalım. Yazımızda Neler Var? 1. Pisagor Teoremi 2. Logaritma 3. Kalkülüs 4. Newton Evrensel Çekim Yasası 5. Karmaşık Sayılar 6. Euler’in Çokyüzlü Formülü  7. Termodinamiğin İkinci Yasası 8. Maxwell Ve Faraday Denklemleri 9. Einstein’ın Kütle-Enerji Denkliği Veya Bilinen Adıyla İzafiyet Teorisi 10. Normal Dağılım 11. Schrödinger Dalga Fonksiyonu Denklemi 12. Fourier Dönüşümü 13. Dalga Denklemi 14. Navier- Stokes Denklemi 15. Shannon Bilişim Teorisi 16. Kaos Teorisi 17. Black- Scholes Denklemi 1. Pisagor Teoremi Pisagor teoremi geometrinin ve trigonometrinin temelini oluşturmanın yanı sıra cebir ile yakından ilişkilidir. Daha iyi haritalar oluşturmamızı ve nesneler arasındaki en kısa mesafeyi bulmamızı sağlayan bu denklem kısaca bir dik üçgende kısa kenarların karelerinin toplamı uzun kenar yani hipotenüsün karesine eşittir. Teorem mimaride, harita yapımında ve diğer birçok alanda yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Aslında hepimizin matematikte en az bir defa kullanıp kafa yorduğumuz bu denklemin hayatımızda kullanımı çok geniştir.   İlginizi Çekebilir! Altın Oran Nedir? Evrenin Matematiği Altın Oran 2. Logaritma Logaritma üstel fonksiyonların tersidir. Çok büyük sayılarla yapılacak çarpma işlemlerinin, belirli bir tabana göre logaritmik olarak yapıldığında, toplama biçiminde ifade edilebileceğini gösterir. Örneğin yukarıda belirtilen ve logaritmik olarak da en çok uygulanan denklemdir. Burada çarpma işlemi toplama işlemine dönüştürülmüştür. Bildiğiniz gibi Richter Ölçeği depremin şiddetini ölçmede kullanılan bir ölçektir. Bu ölçek logaritmiktir. Yani richter ölçeğine göre 6 olan deprem, richter ölçeğine göre 3 olan depremden 2 kat değil tam tamına 1000 kat daha şiddetlidir.   3. Kalkülüs Yukarıda verilen formül Kalkülüs’te türevin tanımıdır. Anlık bir değişimin oranının hesaplanmasını sağlar. Örneğin fizikte hız konumun türevidir. Şu anda bildiğimiz Kalkülüs, 17. yüzyılın sonlarında Isaac Newton ve Gottfried Leibniz tarafından tanımlandı. Newton kalkülüsü hareket yasalarını geliştirmek için kullanmıştır. Kalkülüs modern bilim ve teknolojinin her yerinden karşımıza çıkar. Bir uzay roketinin Dünya yörüngesine ne zaman varacağından, gökdelenlerin ve köprülerin inşasına hatta ilaçların vucut içindeki derişimlerinin hesaplanmasına kadar geniş bir kullanımı vardır. Bugün neredeyse tüm mühendislik bölümü öğrencilerinin ilk yılında aldığı öğrenilmesi gereken bir matematik alt bilim dalıdır. Modern bilimde sistemleri modellemede ve kontrol etmede önemli bir oynar. Kısacası kalkülüs tıp uzmanlarının, bilim adamlarının, mühendislerin, istatistikçilerin, fizikçilerin ve ekonomistlerin evrensel bir dilidir.   Bu Yazımızı da Okumalısınız! Bilgisayar ve Mobil Oyunları Nasıl Yapılır? Oyunların Dünyası 4. Newton Evrensel Çekim Yasası Newton’un evrensel çekim yasası, her parçacığın, kütlelerinin çarpımı ile doğru orantılı ve merkezleri arasındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı bir kuvvetle evrendeki diğer parçacığı çektiğini belirtir. Newton’un yerçekimi yasası, iki nesne arasındaki yerçekimi kuvvetini F evrensel bir sabit G cinsinden, iki nesnenin kütleleri, m1 ve m2 ve nesneler arasındaki mesafe r olarak tanımlar. Isaac Newton, yasalarını Johannes Kepler’in önceki çalışmalarından yararlanarak türettmiştir. Newton yasası, bilimsel tarihin en önemli yasaların biri olarak anılır. Daha sonra Einstein’ın görelilik teorisi tarafından değiştirilmiş olsa da, nesnelerin birbirleriyle nasıl etkileşime girdiğinin pratik açıklaması için hala kullanılmaktadır. Gezegenlerin ve yıldızların hareketini anlamamıza, uyduları dünya yörüngesine yerleştirmemize olanak sağlayan kilit bir denklemdir. Newton’un Yerçekimi Yasası, fizikteki en temel denklemlerden biridir. 5. Karmaşık Sayılar Matematikçiler, doğal sayılardan negatif sayılara, kesirlere, gerçek sayılara giderek sayıların gerçekte ne olduğu fikrini her zaman genişletmişlerdir. Genellikle i ile yazılan -1’in karekökü bu işlemi tamamlayarak karmaşık sayıların keşfi tamamlanmıştır. Hayali veya karmaşık sayılar, mühendislerin düzlemde çalışan pratik sorunları çözmelerine olanak tanıyan karmaşık analize izin verir. Elektrik mühendisliğinde ve karışık matematiksel ifadelerde yaygın olarak kullanılır.   6. Euler’in Çokyüzlü Formülü  Euler formülünde;  “V” bir çok yüzlü geometrik şeklin köşe sayısını , “E” aynı şeklin kenar sayısını, “F” ise aynı şeklin yüz sayısını, ifade eder. Denkleme göre, yüz sayısı ile köşe sayısının toplamından kenar sayısını çıkarırsanız, daima 2 sayısını elde edersiniz. Basit olarak bir küp düşünelim. Küpte, 8 köşe, 12 kenar ve 6 yüz vardır. Köşeleri ve yüzleri toplar, kenarları çıkarırsam,(8+6-12=2) 2  sayısını elde ederiz. İnsanlığın uzaya roket göndermesi ve DNA yapısını anlamamıza yardımcı olmuştur. Euler’in formülü, ağ bilgileri için çözümler bulmada temel bir bileşendir. Euler’in icadı, şekiller ve uzay hakkında yeni bir düşünme biçimidir. Ayrıca, geometri ile bir DNA’nın düğüm yapısı arasında net bir bağlantı sağlar. İlginizi Çekebilir! Biyomalzeme Nedir? Kullanım Alanları ve Özellikleri 7. Termodinamiğin İkinci Yasası Kapalı bir sistemde yani kütlenin sabit kaldığı bir sistemde entropinin (S) her zaman sabit veya arttığını belirtir. Termodinamik’te entropi kısacası bir sistemin ne kadar düzensiz olduğunun bir ölçüsüdür. Evrende düzensizlik kaçınılmazdır.   Fransız fizikçi Sadi Carnot, 19. yüzyılda buhar motoru verimliliğini analiz etmeye çalışırken, tüm bilimdeki en derin denklemlerden birine rastladı. Bize bazı süreçlerin geri döndürülemez olduğunu ve hatta zamanın bir fonksiyonu olabileceğini ve ısının her zaman sıcak bölgeden soğuk bölgeye eşit bir şekilde dağılana kadar ısı akışın devam edeceğini belirtiyor. Termodinamiğin ikinci yasası ısı transferinin yönünü anlamızda, günümüzde dizel ve benzinli içten yanmalı motorların gelişiminde, elektrik üretiminde ve evrenin oluşumunu anlamamızda önemli bir rol oynamıştır. 8. Maxwell Ve Faraday Denklemleri Manyetik alanda yapılacak herhangi bir değişiklik, elektrik alanda değişim ile sonuçlanır. Tam tersi durum da geçerlidir. Diğer Bir İfadeyle Elektrik ve manyetizma birbirleriyle ilişkilidir 1831’de Michael Faraday, değişen bir manyetik alanın yakındaki bir telde bir akımı indüklediğini keşfettiğinde iki doğal kuvvet, elektrik ve manyetizma arasındaki bağlantıyı keşfetti. Daha sonra James Clerk Maxwell, Faraday’ın gözlemini denklemlere dönüştürerek klasik fiziğin temellerini değiştirmiştir.   Maxwell denklemleri dünyaya güç veren denklemlerdir. Çoğu elektrik jeneratörü ( rüzgar türbini, bir hidroelektrik barajında) mekanik enerjiyi bir mıknatısı döndürerek manyetik alan üretme ve elektriğe dönüştüreme presibi ile çalışır. Bu işlemi ters yönde çalıştırarak elektrik motorunu elde edersiniz. Özet olarak, Maxwell denklemleri elektrik mühendisliği, iletişim teknolojisi ve optiğin neredeyse her uygulamasında hala kullanılmaktadır. İlginizi Çekebilir! Rüzgar Türbini Nasıl Çalışır? İç Yapısı Ve Geleceği 9. Einstein’ın Kütle-Enerji Denkliği Veya Bilinen Adıyla İzafiyet Teorisi Enerji, kütle(m) ile ışık hızının karesinin(c2) çarpımına eşittir. Diğer bir ifadeyle kütle aşırı yoğunlaşmış bir enerji biçimidir. Denklemdeki sabitin büyüklüğü nedeniyle (ışık hızının karesi, hayal edilemeyecek kadar büyük bir sayı), çok küçük bir kütle miktarından muazzam miktarda enerji açığa çıkabilir.   Einstein’ın en ünlü denklemi, büyük kararsız bir çekirdek iki küçük çekirdeğe bölündüğünde, nükleer fisyonda salınan büyük miktarda enerji potansiyeline işaret eder. Bunun nedeni, iki küçük çekirdeğin ayrıldıktan sonra kütlelerinin toplamı her zaman orjinal büyük çekirdeğin kütlesinden daha az olmasıdır. Eksik kütle enerjiye dönüşür. Örnek verecek olursak, 1945’te Japonya’da Nagasaki’ye atılan atom bombası sadece 1 gram kütleyi enerjiye dönüştürdü ve bu 1 gramlık kütle 20.000 TNT’nin verdiği patlama etkisini yarattı. Ayrıca bu denklem kara deliklerden büyük patlamaya, nükleer enerjiye ve ayrıca telefonlarımızdaki GPS’e kadar her şeyi açıklamaya yardımcı olmuştur. 10. Normal Dağılım Bugün hepimiz çan eğrisi grafiklerine aşinayız. Verilerin belirli bir kümede dağılımını açıklamaya yardımcı olurlar. Denklem, modern istatistiğin temelidir. Normal dağılım, aynı zamanda Gauss dağılımı veya Gauss tipi dağılım olarak isimlendirilen, birçok alanda pratik uygulaması olan, çok önemli bir sürekli olasılık dağılım ailesidir. İstatistikçiler ve bilim adamları normal dağılımı, okuma becerisini, iş memnuniyetini, anketleri, IQ puanlarını, kan basıncını gibi değerleri ölçmek için kullanır. 11. Schrödinger Dalga Fonksiyonu Denklemi Bir parçacığın dalga fonksiyonundaki değişimin kinetik enerjisi (hareketi) ve potansiyel enerjisinden (üzerindeki etkileşimler) nasıl hesaplanabileceğini açıklar. Başka bir ifadeyle Newton F=ma ifadesinin kuantum versiyonudur. Erwin Schrödinger denklemini 1925’te formüle ettiğinde, fizikçilerin kuantum parçacıklarının nasıl hareket ettiğini ve etkileşime girdiğini hesaplamasına olanak sağlayarak yeni kuantum mekaniği teorisini sağlam bir zemine oturtdu. Denklem biraz tuhaf görünüyor olabilir çünkü denklem dalgaların matematiğini kullanıyor. ( atom altı parçacıklar etkileşime dalgalar aracılığıyla girerler.) Atomun yapısını, örneğin çekirdeğin etrafındaki elektronların dizilişini ve tüm kimyasal bağları tanımlar. Daha genel olarak kuantum mekaniğindeki birçok hesaplamada kullanılır ve lazerlerden transistörlere kadar birçok modern teknoloji ve kuantum bilgisayarların gelecekteki gelişimde önemli bir rol oynar. Bu Yazımızı Kaçırmış Olabilirsiniz! Transistör Nedir? Bilgi Çağının En Önemli İcadı 12. Fourier Dönüşümü Fourier dönüşümü, insan konuşması gibi karmaşık dalga yapılarını anlamak için gereklidir. Konuşan bir kişinin kaydı gibi karmaşık bir dalga fonksiyonu söz konusu olduğunda, Fourier dönüşümü bu karışık dalgaları birkaç basit dalganın birleşimine dönüştürerek dalgaların analiz edilmesini kolaylaştırır. Zamana bağlı fonksiyonları, frekansa bağlı olarak tanımlamaya yarar. Fourier dönüşümü, modern sinyal işleme ve analizinin ve veri sıkıştırmanın temelini oluşturur. 13. Dalga Denklemi Dalgaların davranışını tanımlayan diferansiyel bir denklemdir. İlk olarak titreşen keman tellinin davranışı anlamak için türetilse de denklemi çözmek için geliştirilen teknikler ile diğer diferansiyel denklemleri de anlaşılmasının kapılarını açtı. Daniel Bernoulli ve Jean D’Alembert, biraz farklı şekillerde de olsa, 18. yüzyılda bu ilişkiyi ilk tanımlayanlardı. Bu denklem elektromanyetizma, optik, akışkanlar dinamiği ve ısı transferinde önemli bir rol oynar. 14. Navier- Stokes Denklemi Navier-Stokes denklemleri akan akışkanların davranışını tanımlar. Bir borudan geçen su, bir uçak kanadı üzerinden hava akışı gibi mühendislik uygulamalarında sıkça kullanılır. Denklemin sağ tarafı az miktarda akışkanın ivmesini, sol taraf ise akışkana etki eden kuvvetleri temsil eder. Leonhard Euler akışkan hareketi modellemek için ilk denemeyi yaptı, Fransız mühendis Claude-Louis Navier ve İrlandalı matematikçi George Stokes bugün hala uygulanan denklemi kullanımı sundu.  Bu denklem hava akımları ve okyanus akıntılarının, boru içindeki su akışının, galaksideki yıldız hareketlerinin, kanat etrafındaki hava akımlarının modellenmesinde ve hesaplarında sıkça kullanılır. 15. Shannon Bilişim Teorisi Bell Labs mühendisi Claude Shannon tarafından 2.Dünya Savaşı’ndan sonraki yıllarda geliştirilen bilişim veya bilgi teorisi, bilginin sembol dizileri şeklinde kodlanmasını ve bu bilginin iletilebileceği hızı inceleyen bir matematik dalıdır. Bilişim teorisindeki konuların uygulamaları arasında veri sıkıştırma ve kanal kodlama yer alır. Bu alandaki araştırmalar, internet ve cep telefonlarının geliştirilmesinde de etkili oldu. Kodlamada hata tespiti olan herşeyde kullanılır. Kodlamanın uçak jetlerinden otomobilere ve bilgisayarlara kadar düşünürsek bilişim teorisinin ne kadar önemli olduğu apaçık ortada.. İlginizi Çekebilir! Güneş Paneli Nasıl Çalışır? Enerjinin En Temiz Halinin Üretimi 16. Kaos Teorisi Kaos teorisi, davranışları koşullardaki küçük değişikliklerde son derece hassas olan karmaşık sistemleri inceleyen bir matematik dalıdır. Kısacası, küçük bir değişikliğin ne kadar büyük ölçekli sonuçlar doğurabileceğini gösterir. Kaos teorisinin uygulamaları hayatın her yerinde rastlanabilir. Meteroloji, sosyoloji, fizik, bilgisayar bilimleri, mühendislik, biyoloji, ekonomi gibi birçok yerde karşımıza çıkabilir. Bir çok alanda kaotik davranışları görebiliriz. Hava, klasik bir örnektir. Bir gün atmosferik koşullarda ufak bir değişiklik, birkaç gün sonra tamamen farklı hava koşullarına yol açabilir. Bu hava sistemlerinin çoğu, bir kıtada kanatlarını çırpan bir kelebek, başka bir kıtada kasırgaya sebep olabilir. Kaos teorisinin geliştirilmesiye birlikte doğal sistemlerin nasıl çalıştığına dair anlayışımızı tamemen değiştirmiştir. Depremleri modellemek ve hava durumunu tahmin etmek için de kullanılır. 17. Black- Scholes Denklemi Black-Scholes denklemi, finans uzmanlarının ve tüccarların, bazı temel varlıklara dayalı finansal ürünler olan türevler için fiyatları nasıl bulduklarını açıklar. Türevler, modern finansal sistemin önemli bir parçasıdır. Yukarıdaki denklemde, V hisse senedi fiyatının S ve t zamanının bir fonksiyonu olarak opsiyonun fiyatıdır, r risksiz faiz oranıdır ve σ hisse senedinin oynaklığıdır. Günümüzde trilyon dolarlık türev piyasasının yaratılmasına yardımcı oldu. Formülün (ve onun soyundan gelenlerin) uygunsuz kullanımının finansal krize yol açabileceği iddia ediliyor.   Kaynakça https://www.businessinsider.com/the-17-equations-that-changed-the-world-2012-7#more-math-18 Resimler: https://medium.com/however-mathematics/17-equations-that-changed-the-world-a043a8c24022    

Bağımsızlığımızın, Ulus Devlet Oluşumuzun Vazgeçilmez Simgeleri: İstiklal Marşı ve Bayrağımız

Bilmeyenler için kısa bir not: İstiklal Marşı tıpkı bayrağımız gibi bizim ağımsızlığımızın, ulus bdevlet oluşumuzun vazgeçilmez simgesidir. İstiklal Marşı’nın her mısrasında, her notasında Bağımsızlık Savaşı’nda vatana katılan yiğitlerimizin kanı vardır. İstiklal Marşı, Mustafa Kemal’in önderliğinde devrin emperyalist devletlerini diz çöktürerek kazandığı büyük utkunun dünyaya ilanıdır.İlhamını Milletten alan Milletin ortak sözüdür . Ortak hafızasıdır. Ortak kabulüdür. Türk Milleti'nin ortak Kimliğidir. Bu marş adı üstünde bağımsızlık bilincimiz, vatan ve bayrak sevgimizdir. Bu destanı destan yapan aziz şehitlerimiz başta olmak üzere bu destanı kelimelere döken ve "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın!.." diyen Mehmet Akif Ersoy'un ruhu şad olsun... https://bit.ly/2IGgZ7o

Küresel Oyun Kurucuların Mazlum Ülkeler Manipülasyonu!...

12 kasım 2012  Radikal Blog da ki yazım.. Birlikte okuyalım:  Küresel Oyun kurucuların, Mazlum Ülkeler Manipülasyonu!... POLİTİKA 5,0     12.11.2012 19:04:08 A+ A-   İlk Söz: "kadim dünyamız yeniden dizayn edilmekte. Adına “Yeni Dünya Düzeni” dedikleri bu oyunda; güç ve çıkar ilişkileri; sermaye ve doğal kaynaklar kısacası dünya nimetlerine sahip olma hakkı yeniden paylaştırılmakta. Eski metotlar ve/fakat “demokrasi” gibi dünyanın en güçlü silahının kullanıldığı mücadelede küresel aktörler hedefe ulaşmak için birçok unsuru bir arada kullanmakta. Bu arada ABD, operasyonel olarak Ortadoğu'dan çekildiğinde herkes kendine bir parça almak istedi. Oysa simdi alınan parçaların toplamı bütün etmiyor. ABD  Ortadoğu'da çok büyük bir "gap" bıraktı. Ama bu gap o kadar tahminlerden büyük oldu ki şimdi ABD'de içine çekiliyor ! Ülkelerin ve dünyanın yeniden şekillendirilmesi için bir yandan “işgal” metodu uygulanırken (Afganistan,Irak , Suriye ve Latin Amerika Ülkeleri Vb.)  diğer yandan sivil devrimler yoluyla iktidarların devrilmesi ve küresel aktörlerle uyum içinde çalışacak rejimlerin kurulması .. Türkiye‘yi her firsatta “Medeniyet ve Demokrasi“ ile sorgulayan, tarih boyunca sömürgecilik yapmış ABD/Hollanda /Almanya /Avusturya vb. Avrupa Ülkelerinin Dünya Ülkelerini Formatlama! (Afazi Hale Getirme) ve Algı Operasyonunu /psikolojik Manipülasyon rezillliğini  hayret ve ibretle izliyoruz... Şimdi de Venezuela .... Küresel Güçlerin Latin Amerika üzerindeki her manipülasyonu iç savaş ve sefalet getirdi bugüne kadar. 19. yüzyılın başında Simon Bolivar "Büyük Latin Amerika Devleti" idealini neredeyse başarmak üzereyken, yine o zamanın  küresel  güçleri devreye girmiş ve işleri bozmuştu. Maalesef, o günden beri Latin Amerika anarşi, terör, ekonomik kriz, darbeler ve ayaklanmalar ile anılıyor.  Bu seferki meselenin Petrol veya doğal gaz ile doğrudan doğruya bağlantılı olduğunu sanmıyorum. Anlaşılan şu ki Küresel Güçleri fonlayan sermaye sahipleri bazı ülkelere girmekte zorluk çekiyor. Orta Doğu'dan Latin Amerika'ya kadar uzanan hat boyunca doğal kaynaklardan elde edilen paralar  Küresel  Güçlerin arzu ettiği yere akmıyor. Sorun burada...  ABD'nin 2005 yılından itibaren başta OPEC ülkeleri olmak üzere, petrol üreten tüm ülkelere karşı saldırgan bir strateji izlemekte . son günlerde  İran geriliminin Venezuela da eklenmiş oldu. Böylece "pax americana" yani büyük savaş olmadan küçük çarpışmalarla yürütülen Amerikan Politikası geri gelmiş oldu. Bundan sonra ABD işine geldiği gibi davranacak ve piyango herkese vurabilir.  Pandora'nın kutusu.her an açılabilir. "Pandora'nın kutusu." İyi de ne demek? "Pandora'nın kutusu açıldı" deyimi...  Pandora nedir, pandoranın kutusu neyi anlatır? Tüm kötülüklerin ortaya çıkma noktasıdır. Diye yazıyor kitaplar... "Pandora , kendisine verilen ve kesinlikle açılmaması emredilen sandık onun ilgisini hep çeker. Pandora tüm emirleri unutarak, sandığı açtığında yaptığı hatanın ne kadar büyük olduğunu geç de olsa fark eder. İnsanlığa zarar verecek olan bu kutuda ki hastalık, acılar, kederler vs. tüm kötülüklerin tamamı çıkar ve insanlığın başına bela olur. Pandora son anda sandığın kapağını kapatmayı başarır ve sadece insanlığın elinde tek güzel şey olan "umut" kalır. Bu sebeple insanlar; o günden sonra, kötülükten, umut ederek kurtulmaya çabalarlar.."  Bu güzel hikaye, kötülüklerin ve umudun dünyaya yayılışını hicveder. Anlatır anlatmasına da !.. Gerçekte... Pandora'nın kutusu yoktur. Testi'si vardır. Kitaplar böyle yazıyor!.. Tarihe böyle geçmiş. Ve, tarih hep böyle ; "kaş yapayım derken göz çıkaran "hatalarla dolmuş.!..." Hata mı yoksa menfaatler mi? Simyacıların ünlü düşünü gerçeğe dönüştürmek için işe koyulmuş!.. Havada molekül yüzdesi olarak en bol olan azotu alfa ışınlarıyla bombardıman ederek onun oksijene dönüştüğünü görmüş. Simyacıların, "her şeyi altına çevirecek filozof taşı"nı aramış ama, bulamamış. Ama, artık bir element, başka bir elemente dönüşebiliyormuş. İnsanoğlunun eli artık atom çekirdeğine gidiyormuş. Sonra, Hiroşoma... Sonra ,Nagazaki.... . Tıpkı günümüzdeki tüm Mazlum ülkelerin acıları gibi... Dünyanın bugün karşılaştığı sorunların çoğu, geçmişin çözümlerinden kaynaklanmakta. Hep bir menfaat  daha çok bir başka menfaatle düzeltmeye çalışılmış. Acı ve kederlere maruz kalan insanoğlunun, bu acı ve kederlerini, suçsuz ve masum insanlardan kin ve nefret tohumları ile intikam  alarak dindirebileceğini zannetmiş... Tarih boyunca hep böyle olmuş...   Pandora'nın testisinin kırılması gibi!..  Filistin 'de,Irak'da ,suriye'de,Afganistan'da ve tüm islam coğrafyasında...  Küresel şiddet Küresel oyun kurucuların  kültürüne derinden yerleşmiş bir olgu Amerka’nın Avrupalı kurucuları iki yüz yıl boyunca yerleşik halka soy kırım uyguladı ve derin bir köle ekonomisi kurdular. Küresel oyun kurucuların geçmişi ırkçılık, etnik şovenizm ve kitlesel şiddete başvurma gerçeği ile doludur.Bu nedenle malesef  pandora'nın testisi çoktan kırıldı. Ama ne zaman!... Karikatürler çizildiği zaman!.. Çizilen karikatürlere "düşünce özgürlüğü" diye sahip çıkıldığı zaman!.. "Arap Baharları" ihraç edildiği zaman!..  İslam  âlemini ayağa kaldıran, ve iğrendiğimiz!... İnsanları çileden çıkaran!... İnsanların kafasına müslümanların ne kadar kötü ve vahşi olduklarını nakşetmek için; müslümanların vahşet içinde, masum insanlara nasıl saldırdığı ile giriş yapan "Müslümanların Masumiyeti" filmini provokatif amaçlı çekip, gösterime sokulduğu zaman!.. İsmini bile yazmaktan imtina ettiğim, sözüm ona "devlet" (uluslararası Mafya örgütü) kurdurdukları zaman... Müslüman fobili, ırkçılığın son tuzağı kurulduğu zaman... Sonra... sonra gelsin, bahar ihraç ettiğiniz ülkelerde,   "kaos".... Günümüz de  hiç Avrupa'da ,Srebrenitsa Soykırımı dışında bir savaş gördünüz mü? duydunuz mu? Niçin? sözüm ona, insan haklarının ,demokrasinin,eşitliğin kutsandığı , dillere pelesenk edildiği  bu yerde de Katledilenler müslümandan başkası değil. Tüm Küresel oyun kurucular seyretti. Şimdi de hem kurguluyor hem sahneye koyuyor hem de seyrediyor... Günümüzde Arakan ağlıyor, Myanmar hükümetinin göz yumuyor... Dünya seyrediyor.. Niye.? Çünkü onlar "Müslüman..." Küresel oyun kurucular, Önceden olduğu gibi... Sonra kendi sınırlarına duvar örüyor... Çıkardığı yangın evine sıçramasın diye... Sonra Libya'ya, Mısır'a,Irak'a,Suriye'ye   diğer Arap ülkelerine  arap baharı getirmişler... Sonra tüm bu ülkelerin çoğunda kaos... Yazmaya dilim varmıyor... Her türlü vahşet... Otuz yıldır vatan topraklarımızda, sahneye konan uluslararası Mafya Örgütünün arkasında da bu oyun kurucular var... Küreselleşme diye bir uygarlık projesi olarak tanıtılan yeni emperyalist tekelleşmenin bizlere hiç de şaşırtıcı gelmeyen sonucu "küresel Güçlerin Emrindeki kukla Hükümetler" Bu yöntemle içerde oluşturulan muhalefete dışardan verilen maddî ve manevî destek neticesinde sivil halk ayaklandırılarak mevcut rejime karşı çıkılmakta. Sivil itaatsizlikle başlayan bu ayaklanmalar bütün teknolojik olanaklar kullanılarak ülke sathına yayılmakta ve sonuçta iktidarlar görevi bırakmak durumunda kalmakta. Yugoslavya, Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan’da rejimler bu metotla değiştirilmişlerdir. Bu güçler; doğrudan devletler, bu devletlerin resmi organlarıyla doğrudan veya dolaylı ilişki içinde bulunan STK’lar ve çokuluslu şirketler ve finans çevreleri olarak tanımlanabilir. Bugün birçok ülke iç politikasını belirlerken küresel güçlerin ve çok uluslu dev şirketlerin çıkarlarını da gözetmek durumunda. Bu oyun kurucular: "-Ama biz sizi baharı yaşatmıştık, özgürleştirmiştik. -Tüm bu çabamız kendimiz için değil sizin için... -Enerji kaynaklarınızı daha iyi yönetmek için..." Tüm bu çabalar gerçekte ne için? örneğin "Yüce Pir"in gizli saklı değil aleni devlet kurumlarının yayınladığı haritalarla anlata anlata gerçekleştirdiği pis oyunu (2)  https://info.publicintelligence.net/USArmy-BattleforSinjar.pdf   adresinden okumak mümkün.. kendi menfaatleri için... Kendi  milletlerinin refahanı sürdürebilmek   ve arttırmak için...  Küresel şiddet Küresel oyun kurucularının  kültürüne derinden yerleşmiş bir olgu. Amerka’nın Avrupalı kurucuları iki yüz yıl boyunca yerleşik halka soy kırım uyguladı ve derin bir köle ekonomisi kurdular . Amerika geçmişi ırkçılık,etnik şovenizm ve kitlesel şiddete başvurma gerçeği ile doludur Şu anda sahip oldukları her türlü,(Ekonomik,sosyal Kültürel vb.) zenginliği  dünde bugünde sömürgecilikle elde ettiklerini unutmadan... Bugünde, yarında aynı oyunları oynayacaklarından  kuşkunuz olmasın... Çünkü var oluşları ,refahları bunu bağlı. Çünkü tüm dünyada ki enerji kaynaklarını kendileri yönetmek istiyor.. Bu kaynaklardan elde ettikleri geliri kendi halklarına, kendi sermaye şirketlerine transfer ediyor..... Ortadadoğu da ki ve bu coğrafya da ki savaşın nedeni ne?  küresel oyun kurucuların ,kendi ülkelerinde ki  refaha sürsün /refahı artsın diye... Bir de  Öjenizm..(*)   Bir harabe yarattıp adını barış koyuyorlar. Mazlum Milletler; Mazlum İnsanlar üzerindeki manipülasyonlar artık açıkta!.. Artık yalanları oyunları, düzenbazlıkları her geçen gün daha da açıkta. Artık mızrak çuvala sığmıyor!... Artık güneş balçıkla sıvanamıyor!.. Saygılarımla. Sağlıcakla kalın! Günleriniz hep aydınlık olsun! Yüreğinizde sevgi daim olsun! Yüreği "Berkehan" ve "Bilgehan Deniz" kadar temiz olanların! Orhan ELMACI - 12 Kasım 2012 Radikal Blog -------------------------------------------- Sinemanın mucitlerinden lumière kardeşlerin, Fransızlara dünyanın dört bir yanındaki sömürgelerinden görüntüler izletmek için çektikleri filmden bir kısım. Fransız kadın, Çinhindi'nde yerli çocuklara yem verir gibi pirinç atıyor..https://www.youtube.com/watch?v=WTsMSltvxLI (*)https://www.alevalatli.com.tr/ocu/ Önemli Bir kaç Not: Not::1 Gagavuz Türk‘ü, Hıristiyan’dır. Yunanistan’daki Karaman Türk’ü de, Hıristiyan’dır... Karaim ya da Hazar Türk’ü, Yahudi‘dir… Altaylar, Tengrici’dir... Saha-Yakut Türkleri Şaman‘dır... Uygur Türk‘ünün kimi Budist’tir... Azerbaycan Türk’ü ya da İran’ın Azeri Türk’ü Şii‘dir... Anadolu Türkmen‘i Alevi’dir... Dünyada ilk “Türk Derneği”, Macaristan-Budapeşte’de 1908 yılında açıldı. Üniversitelerde ilk Türkoloji kürsüsü 1870 yılında Budapeşte’de kuruldu... Macar Türklerini bilir misin?... Turan fikrinin nereden doğduğunu sanıyorsun?... Bugün... Gabor Vona‘yı da bileceksin!... Hâlâ Necip Fazıl mı okuyorsun?... Oysa Attila Jozsef‘i okumalısın!... Hadi Yusuf Akçura’yı, Sultan Galiyev’i bildiğini düşüneyim; Turar Rıskulov‘u ya da Ethem Nejat‘ı bilir misin?... Sahiden “sağ” nedir, “sol” nedir hiç kafa yordunuz mu?... Tarihindeki Türk milliyetçi hareketler sömürgeciliğe karşı çıkarken, senin neoliberalizme/ vahşi kapatilizme karşı neden hiç sesin çıkmıyor?... Evet sen kardeşim!... Bak sana bir Türk efsanesini hatırlatayım... Cengiz Aytmatov’u bilirsin. Kırgız Türk’ü... Türk birliğinin yılmaz savunucusu. Dünya edebiyatına armağan ettiğimiz Lenin ödüllü usta bir kalem... 1980 yılında yazdığı bir romanı var: “Gün Olur Asra Bedel”. Okudun mu?... Kişinin, öz köküne yabancılaşmasını anlatır. Bunu Türk “Mankurt Efsanesi”ne dayandırır. Efsaneyi birlikte okuyalım: Juan-Juan adlı barbar bir toplum, tutsak ettiği kişileri işe yarar köleler haline getirmek için belleklerini silerek “mankurt” haline getirirmiş !... Bir insanı “mankurt” yapmak istediklerinde bak ne yaparlar: - Tutsak kişinin saçları iyice kazınır, - Kafasına devenin boyun derisi gerdirilerek geçirilir, - Tutsak başını yerlere vurmasın diye bir kütüğe bağlanır, - Yürek parçalayan çığlıkları duyulmasın diye elleri ayakları bağlı olarak ıssız bir yerde sıcak güneş altında dört beş gün aç susuz bırakılır, - Sıcağın etkisiyle deve derisi büzülür ve bir mengene gibi kafayı sıkıştırır, - Deve derisinin artık kafa derisiyle bütünleşmeye başlamasıyla kazınan saçlar yeniden uzamaya başlar, - Fakat, deri kafaya o kadar yapışır ki, zaten sert olan deve derisi sıcağın etkisiyle iyice sertleşir ve uzayan saçlar deriyi delip uzamasına devam edemez, - Bu nedenle saçlar kafanın dışı yönünde değil, içine doğru uzamaya başlar, - Sıcaktan büzüşen deve derisinin kafatasına yaptığı baskı ve kafanın içinde ters yönde uzayan saçların kafatasını delip, beyne doğru ilerlemesiyle tutsak kişi büyük acılar çeker, - Beşinci günün sonunda tutsakların çoğu ölür, - Sağ kalan tutsak ise zamanla kendine gelir; yiyip içerek gücünü toparlar. - Ama o artık bir insan değildir; ölünceye kadar geçmişini hatırlamayan “mankurt” olmuştur. Artık hafızası yoktur... Kim olduğunu, hangi soydan geldiğini, anasını, babasını ve çocukluğunu bilmez hale gelir. Artık düşünemez... İnsan olduğunun farkında değildir. Ağzı vardır, dili yoktur. Kaçmayı dahi düşünmeyen, hiçbir tehlike arz etmeyen bir köledir sadece. Bilinci, benliği olmadığı için, sadece efendisine boyun eğen bir köle... Evet... Mankurt, için önemli olan tek şey efendisinin emirlerini yerine getirmektir... Akıl yoksunluğunu ifade eden “mankurtlaşma” artık bir kavram olarak kullanılmaktadır... Anadolu’da “mankafa” derler !... Kimbilir... Belki de Cengiz Aytmatov “Bozkurtları” uyarmak istemektedir... Anlayana... Bilmeyenler için : Türk tarihinde ‘Bozkurt’ bir semboldür, idoldür. Öyle sadece bir partinin, grubun sembolü değildir. Biz çöl takımından değiliz, steplerden gelen bir milletiz. O yüzden kurt bizim için mühim ve manalı bir semboldür. Ecnebiler de Atatürk’e ‘Mavi gözlü Bozkurt’ diye hitap ederlerdi . Bu minvalde bir kelam daha ekleyeyim : "Tarihte Atatürk'e düşman olup da Türk'e dost olan çıkmamıştır! Atatürk, Türk Milletinin mavi gözlü bozkurtudur."

Yarım Yüzyıldır Devam Eden Hata: Gelir Tablosu

"Bilgi paylaşıldıkça Değer Kazanır ve Bilgisine Güvenen Kişiler de Bilgisini Gerçekten Paylaşır."   https://lnkd.in/gjts2yx Vak'alar 2017  http://bit.ly/2mJxdzF  İlgilenenler Okusun diye (Sh:206-213)

Sürdürülebilir Rekabet Üstünlüğü Aracı Olarak Bir Negatif Faiz Uygulama Örneği: İsveç

   Kuzey Avrupa ülkelerinden İsveç, sıradışı bir ekonomik problemle karşı karşıya kalmış... . 2016 bütçesi fazla veren ülkede hükümet, kişilerden ve şirketlerden topladığı vergilerin bir kısmını iade edecekmiş.   Yayınlanan rapora göre http://econ.st/2lYIwHw; İsveç bütçesi 2016 yılında 9.5 milyar dolar fazla vermiş. Bu rakamın neredeyse yarısının, kişiler ve şirketlerin ödediği fazla vergi nedeniyle oluştuğu belirtilmekte.    Ülkedeki negatif faiz oranları ( negatif faiz de ne ola ki diyenlere http://bit.ly/2lUbFTJ  / http://bit.ly/2lYUX63   / http://bit.ly/2lUn3z5 /  ), İsveç hükümetinin gereğinden fazla vergi toplamasının nedeni olarak gösterilmekteymiş. Ülkedeki -0.5% oranındaki faiz oranları nedeniyle, parasını veya diğer yatırım araçlarını bankalarda tutanlar hiçbir kazanç elde edemiyor, hatta bazı durumlarda para kaybı dahi yaşanabiliyormuş.    Bu nedenle; birçok kişi ve şirket, İsveç'in vergi sisteminden faydalanıyormuş. Ülkedeki vergi sistemine göre, vergi hesapları 0.56% faiz veridiği belirtiliyor Faiz kazancını arttırmak isteyen İsveçliler de vergi hesaplarına ödemeleri gereken tutardan daha fazlasını yatırıp, paralarını bu hesaplarda tutuyorlarmış.    İsveç'teki bu vergi garipliği, para biriktirmek ve kazanç sağlamak isteyen İsveçlilere fayda sağlıyor ancak İsveç hükümeti yıl sonunda yüksek miktarlarda faiz ödemesi yapmak zorunda kalıyormuş.      İsveç'teki vergi problemleri, yararı hakkındaki tüm tartışmalara rağmen Merkez Bankası'nın uyguladığı benzeri görülmemiş negatif faiz oranlarının bir sonucu olarak görüldüğü raporda belirtiliyor Ülkedeki negatif faiz oranı uygulaması, ilk başta üretimi canlandırmak ve gelirleri yükseltmek için uygulamaya konulmuş.... http://econ.st/2lYIwHw